Tüm bunları, yüzüme bakarak söylemene imkân yok. Sadece suçluluk kısmı. | Open Subtitles | لا يُمكن أن تقرّ بكل ذلك ، بُمجرد النظر إلى وجهيّ حسناً ، هذا الجزء الخاص بالذنب. |
Eğer beni sarsmana karşılık vermezsem doğrudan yüzüme soğuk su çarpacaksın ve hemen ardından yolun karşısındaki Corbett'den sıcak koyu bir kahve alacaksın. | Open Subtitles | دفقَ من الماء البارد مباشرةٍ على وجهيّ اذا لم استجبّ عندما اهتزَ لكي تقوم مباشرةَ بعدها بدفقَ كوبِ حار من القهوة |
Her zaman bir yerlerde birilerinin yüzüme oturduğunu bilmek güzel. | Open Subtitles | إنّهُ يوجد شخص ، فِىَ مكان ما دائمًا يجلس على وجهيّ. "هيذر"! |
Şunu yüzüme bu kadar yakın tutmasan olmaz mı? | Open Subtitles | هل يمكنكَ أن تبعد ذلكَ الشيء عن وجهيّ ؟ |
Beni yerde tuttular, Welch yüzüme yumruk attı. | Open Subtitles | لقد قيدونيّ و قام (ويلتش) بضربيّ في وجهيّ. |
yüzüme bakmak istiyorum. | Open Subtitles | .أريد فقط تفقد وجهيّ |
Bu yüzüme vurduğun içindi. | Open Subtitles | هذا من أجل تحطيم وجهيّ. |
yüzüme bak. | Open Subtitles | أنظر إلى وجهيّ. |
Ve bu yüzden o yüzüme fortladı. | Open Subtitles | و لهذا أطلقت ريحاً على وجهيّ |
Bu mükemmel simetrik yüzüme yapılmaz! Hayır! | Open Subtitles | إنها سوف تصيب وجهيّ المتماثل الوسيم! |
- Hiçbir şey olmuyor yüzüme... | Open Subtitles | -لا يظهر شيئ على وجهيّ |