Arkadan mı istiyorsun dizlerinin üstünde, yüzüm yastıkta? | Open Subtitles | هل تريد هذا من الخلف ؟ على ركبتيك و وجهي على الوسادة |
Neyse ki bir tarafında benim yüzüm diğer tarafında annenizin yüzü olan özel bir bozukluk yapmıştım. | Open Subtitles | لحسن الحظ، قمت باختراع عملة خاصة وجهي على جانب ووجه أمكم على الآخر. |
yüzüm daha düzelmedi, çirkinim. Bize ne yaptığını söylemek ister misin? | Open Subtitles | ابعدها من هنا ،لا أريد أن أرى وجهي على هذه الحال- ألا تريد أت تخبرنا ماذا تطبخ؟ |
Bir dolarlık banknot üzerinde kendi resmimi. | Open Subtitles | وجهي على ورقة الدولار الواحد |
Bir dolarlık banknot üzerinde kendi resmimi. | Open Subtitles | وجهي على ورقة الدولار الواحد |
Kaybedersek yüzümü ulusal bir kanalda istemiyorum. | Open Subtitles | إذا خسرنا لا أريد أن يظهر وجهي على التلفزيون |
Ve Yüzümün televizyonda gösterilmesini istemiyorum. Mozaiklenmesini istiyorum. | Open Subtitles | ولا أرضى بظهور وجهي على التلفاز ، أريده مُبهم |
İşte oradaydı, benim yüzüm, tam anlamıyla DVD kapağının %33'ünü kaplıyordu. | Open Subtitles | وها هي هناك، وجهي على العلبة أخذ مساحة 33% بالضبط من غلاف العلبة |
Nasılsa benim yüzüm değil. | Open Subtitles | حسنا، هو ليس وجهي على اية حال |
Bu benim yüzüm bile değil! | Open Subtitles | لا ، هذا ليس وجهي على الإطلاق |
yüzüm yanıyor mu? | Open Subtitles | هل وجهي على النار؟ |
Reklam panolarında ve kalemlerde yüzüm var. | Open Subtitles | وجهي على الاعلانات والاقلام |
O kasette yüzüm görünüyor. | Open Subtitles | وجهي على هذا الشريط. |
yüzümü bir yastığa bile bastırmıştı. | Open Subtitles | وسلاسل المفاتيح لأكثر من 10 سنوات. لدرجة انه وضع وجهي على وسادة. |
(Kahkahalar) Yıllar önce 14 yaşında bir erkek çocuk -- bu çocukta vitiligo vardı -- yüzümü TV'de göstermemi istedi. | TED | (ضحك) منذ عدة أعوام فتى عمره 14 عامًا - هذا الفتى مصاب بالبهاق - طلب مني إظهار وجهي على التلفاز. |
Yüzümün makine için kopya edilmesini istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد نسخ وجهي على آلة حسناً؟ |
Yüzümün pullara konulması konusunda neredeyiz? | Open Subtitles | أين نحن على الحصول على وجهي على الطابع؟ |