Biliyor musun, seni öldürmek istemediğim zamanlarda buralarda olman hoşuma gidiyor galiba. | Open Subtitles | أتعرفين، عندما لا أشعر في الرغبة بقتلكِ أعتقد أنني أحب وجودكِ هنا |
İnan ya da inanma, orda olman umurumda değil. | Open Subtitles | وصدّقي هذا، أو لا إنني لا أهتم لسبب وجودكِ هناك |
Güven bana, burada olman anlaşmayı yapmamız için çok kritik. | Open Subtitles | ثقي بي , وجودكِ هنا حساس جداً لكي نتم الصفقة كيف؟ |
O senin var olmana karşı. O yüzden evet, seni tekrar bronz-- | Open Subtitles | حسنًا، إنه ضد فكرة وجودكِ إذن، أجل، لكنت أقول ان هذا يمتد إلى.. |
Bu sabah resmimi çekmek için mi evime geldin? | Open Subtitles | أهذا سبب وجودكِ بمكاني في الصباح، لإلتقاط الصورة؟ |
Deniyorum. İtiraf etmeliyim ki, etrafta olmanı seviyorum. | Open Subtitles | ـ أننيّ أحاول ـ يجب أن أخبركِ, يعجبنيّ وجودكِ هنا |
Bölüm yarışmasında olman bizim için uğur gibi bir şey. | Open Subtitles | أقصد , وجودكِ هناك هو كتعويذة حظ موفق لنا |
Hayatta olman bile bir mucize sayılır. | Open Subtitles | وجودكِ على قيد الحياة بحدّ ذاته، لا يقلّ عن معجزة. |
Kafana takılmasını falan istemiyorum ama burada olman benim için çok önemli. | Open Subtitles | شيء أي أو رأسك الى يذهبُ أن أريده لا ولكن هنا وجودكِ اقدر حقاً أنا |
Odanda dinleniyor olman gerekiyordu. | Open Subtitles | يفترض وجودكِ بالطابق العلوي بغرفتكِ لترتاحين. |
Ne pahasına olursa olsun, öncelikle burada olman benim hatam biliyorum. O yüzden bu işi bir hal yoluna koyacağım. | Open Subtitles | لعلمكِ، أعرف أنّ وجودكِ هنا أصلا خطأي، لذا سأصحح ذلك. |
Pek değil, ama burada olman iyi geliyor. | Open Subtitles | ، ليس تماماً لكن وجودكِ يساعدني |
Tamam, onu dinleme, burada olman o kadar inanılmaz ki. | Open Subtitles | ،حسناً، لا تستمعين له حتى ! إنه من رائع وجودكِ هُنا |
Burası olman gereken yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي يفترض وجودكِ فيه |
Tampon bölge olarak orada olman her zaman iyi olur. | Open Subtitles | من الجيّد دوماً وجودكِ هُناك كوسيط. |
48 saattir burada olmana rağmen uyuşturucu testin pozitif çıktı. | Open Subtitles | مضت 48 ساعة على وجودكِ هنا و خلالها كان فحص المخدرات إيجابياً |
Sadece senin yanımda olmana alışmak biraz zor olacak o kadar. | Open Subtitles | سيتطلب الأمر وقتاً حتى أعتاد على وجودكِ معي هنا |
Yolculuk zorladığında üstesinden geldin. Gerekliydin. | Open Subtitles | عندما أصبحت الرحلة قاسية، تطلب الأمر وجودكِ |
Neden geldin anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم سبب وجودكِ هنا |
Senin bu kadar erken burada olmanı beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع وجودكِ هنا مبكراً هكذا |
Şey... senin hayatımda olmanı seviyorum. | Open Subtitles | حسناً... أنني أحبُ وجودكِ في حياتي |
Hayatımın, senin içinde olmadığın bir versiyonu yok artık. | Open Subtitles | لا يوجد جزءٌ في حياتي لا يتضمّن وجودكِ فيه. |