Çok teşekkürler ama bugün Burada olmamızın nedeni ben değilim. | Open Subtitles | شكراّ لك كثيراّ ولكنى لست السبب فى وجودنا هنا اليوم |
Bayanlar baylar, bugün Burada olmamızın sebeplerinden biri, | Open Subtitles | الآن أيها السيدات والسادة كما تعرفون أحد أسباب وجودنا هنا اللّيلة |
Kendimi bildim bileli bir şey arıyorum niçin burada olduğumuzu. | Open Subtitles | منذ زمن وانا ابحث عن شئ عن سبب وجودنا هنا ماذا نفعل؟ |
Risklerin ne olduğunu biliyorsun. Neden burada olduğumuzu. | Open Subtitles | إنكِ تعرفين ما هي المخاطر، تعرفين هدف وجودنا هنا |
Birkez bile. Ama majesteleri sadece 5 gündür buradayız. | Open Subtitles | و لكن لم يمضى على وجودنا هنا سوى خمسة أيام |
Hepimizin Burada olma amacı birbirimizi korumak. | Open Subtitles | ,هذا هو سبب وجودنا هنا جميعاً أن يحمي بعضنا البعض |
Ama burada olmak ve sizi görmek bizi iyi hissettirdi. | Open Subtitles | ولكن وجودنا هنا ونحن نراك يجعلنا نشعر بتحسن |
Pekala, Burada olmamızın sebebi yarışmacılardan bir tanesi, | Open Subtitles | حسناً، سبب وجودنا هنا أنّ إحدى المتسابقات |
Eğer insanlara yardım etmeyeceksek Burada olmamızın sebebi nedir? | Open Subtitles | ما هو الهدف من وجودنا هنا لو أننا لن نساعد الناس ؟ |
Gücümün yetmediği bir şeyi. Ama bu uzun zaman önceydi ve Burada olmamızın sebebi bu değil. | Open Subtitles | شئ لا استطيع تحمله ، ولكن هذا كان منذ فترة طويلة ، وهذا ليس سبب وجودنا هنا |
Bu, Burada olmamızın tesadüf olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ وجودنا هنا .ليسَ من قبيل المُصادفة |
Neden burada olduğumuzu anlamaktı. | Open Subtitles | لكنني كنتُ آمل أن أجدك و أعرف سبب وجودنا هنا |
Demek istediğim şu... Kendini intikam duygusuna kaptırma. Neden burada olduğumuzu unutuyorsun. | Open Subtitles | ما اٌقصده، لا تنجذب لانتقامك، وتنسى الهدف من وجودنا هنا |
Bunu çözeceğim. Gördüklerinin ne olduğunu ve neden burada olduğumuzu öğreneceğim. | Open Subtitles | سأتبيّن حقيقة هذا، سأعرف ما رأيته وسبب وجودنا هنا. |
Bu yüzden buradayız. Önemli şeyler oluyor. | Open Subtitles | و هذا سبب وجودنا هنا هناك أمور كثيرة أمامنا |
Silahla karşılık verdin. O yüzden buradayız. | Open Subtitles | لقد أشهرتَ سلاحاً بوجهنا و هذا سبب وجودنا هنا |
Bu arkadaş, Viyana'ya geliyordu. Bu yüzden buradayız. | Open Subtitles | والأن , هذا الرجل كان قادما لفيينا هذا هو سبب وجودنا هنا |
Burada olma sebebimiz kontrolden çıkmış olması. | Open Subtitles | سبب وجودنا هنا أن الأمر خارج عن السيطرة |
Burada olma sebebimiz bu değil, Binbaşı. | Open Subtitles | ذلك ليس سبب وجودنا هنا أيها الماجور |
burada olmak bana birkaç gencin bir adada mahsur kalmalarını anlatan ünlü bir hikâyeyi hatırlattı. | Open Subtitles | وجودنا هنا يذكرني بقصةٍ شهيرة عن بعض الفتيان الصغار العالقين في جزيرة |
O yüzden hepimiz burada bulunma gerekçemizle ilgili dürüst olalım. | Open Subtitles | لذلك دعونا نكون صادقين بخصوص سبب وجودنا هنا |
Dışarıda ateş ediliyor ve burada olmamız en başta senin hatan. | Open Subtitles | إنهم يطلقون النار في الخارج وأنت المذنبة في وجودنا هنا أصلاً |
Ve bazılarımız burada olduğumuz sürece, cidden kilo kaybediyoruz. | Open Subtitles | و بعضنا فقدوا الكثير من أوزانهم أثناء وجودنا هنا. |
Bugün burada oluşumuzun nedeni "biri", değil mi? | Open Subtitles | شخص ما كان هو السبب فى وجودنا هنا . صح ؟ |