"وجيهة" - Traduction Arabe en Turc

    • geçerli
        
    • İyi bir
        
    • Haklı olarak
        
    • iyi bir sebebi
        
    Onlar, çocuklarımız için doğru şeyi yapmak olan ortaokul ve liselerin 8:30'dan erken başlatmamakta çuvallamamızda geçerli bahaneler değil. TED إنها ليست أعذار وجيهة لعدم اختيار ما فيه مصلحة لأبنائنا، وهو ألا يبدأ دوام المدارس الإعدادية والثانوية قبل 8:30 صباحا.
    Harry'i öldürmek için geçerli sebebi olan iki kişi biliyorum. Open Subtitles يمكنني التفكير بشخصين على الأقل ، بأسباب وجيهة لقتله
    Bana bu ödülü vermek için geçerli nedenleriniz olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم بأن لديكن أسباباً وجيهة لتقديم هذه الجائزة لي
    Genelde ıssız olmasının iyi bir sebebi vardır, Binbaşı. Open Subtitles تكون عادة غير مأهولة لأسباب وجيهة أيها الميجور
    Babanın itici ve çekilmez hayattan kaçmak için eminim iyi bir sebebi vardır. Open Subtitles أنا متأكدة أن أباك لديه أسباب وجيهة ليعيش حياة متنقلة وغير مستقرة
    Sonuçta, Haklı olarak, beni alaşağı etmek için çaba gösteren insanlar var. Open Subtitles و نتيجة لذلك، كان هناك أشخاص يحاولون الإطاحة بي و لأسباب وجيهة
    O zamanlar geçerli bir sürü soru üretmişsiniz türleri birbirine ekleme ve bunu geri alma üzerine Open Subtitles حسنا, لقد قمت بطرح تساؤلات وجيهة جدا في الموضوع عن كيفية دمج انواع الخلايا المختلفة وكيفية عكس صفاتها ايضا
    Evet, bence bunun için gerçekten geçerli sebepleri var. Open Subtitles نعم ، حسناً هو لديه أسباب وجيهة فعلاً للقيام بذلك
    O tarayıcıyı kullanmamak için çok geçerli nedenlerim var. Open Subtitles لدي أسباب وجيهة جداً لعدم استخدام ذلك الماسح
    - Ama geçerli sebepler vardı. - Eminim vardır. Open Subtitles ولكن هناك أسباب وجيهة أنا متأكدة من ذلك
    Çok geçerli sebepler yüzünden geçmişimden saklanmalıyım. Open Subtitles حسنٌ, الأسباب, الأسباب وجيهة جداً... يجب أن أختبأ من حياتي الماضية.
    Aslında geçerli sebepleri var. TED هناك أسباب وجيهة.
    geçerli nedenleri vardı. Open Subtitles كانت لديها أسباب وجيهة
    Kimi aradığımızı söylememek için de iyi bir sebebin vardı herhalde? Open Subtitles وأتفهم الامر أن لديك أسباب وجيهة لعدم إخبارنا عمن نبحث؟
    İyi bir amaç uğruna ölüyorlar, Watson. Open Subtitles انها تموت لسبب السباب وجيهة, واتسون
    Eminim ki iyi bir sebebin vardı. Open Subtitles إذن أنا متأكد أنه كانت لديك أسباب وجيهة
    Bu soru Haklı olarak uzun süredir ekonomistler arasında hararetli bir tartışma konusu. TED كان هذا السؤال موضوعًا لجدالات ساخنة ولفترة طويلة بين الاقتصاديين، ولأسباب وجيهة.
    Haklı olarak bazı kötü kararlar vermiştir. Open Subtitles لقد إقترف بعض القرارات السيّئة لأسباب وجيهة.
    Ve bunun iyi bir sebebi vardı. Open Subtitles وهل تعرف أمراً؟ لأسباب وجيهة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus