"وحان الوقت" - Traduction Arabe en Turc

    • vakti geldi
        
    • zamanı geldi
        
    • zamanıdır
        
    • tam vakti
        
    • katılmanızın vakti gelmiştir
        
    Ben Büyük Dave ve siz tembellerin yataktan kalkma vakti geldi artık. Open Subtitles أنا بيج ديف وحان الوقت كى ينهض الكسالى من الفراش.
    Sen bir sahtekarsın. ve gerçekleri insanlarına söylemenin vakti geldi. Open Subtitles إنّك محتال، وحان الوقت ليتمّ إخبار قومك بالحقيقة
    Şimdi bunun gerçekçi bir istek olup olmadığını anlama vakti geldi. Open Subtitles وحان الوقت الآن لرؤية اذا كان هذا الطموح واقعيا
    Biz eşcinsel sevgilileriz ve onlardan biri gibi davranmamın zamanı geldi. Open Subtitles نحن شاذون جنسيا.. وحان الوقت لأتصرف كواحد منهم 545 00: 19:
    Ve düşünmemizin sebebi,... ...bunu yapmamamız yönünde savlar oluşturmak için olsa dahi... ...düşünmeye başlamanın zamanı geldi. TED وحان الوقت أن نبدأ في التفكير فيه ، حتى لو كان سبب تفكيرنا فيه هو بناء الحجج التي تعطينا سببا لعدم القيام بهذا.
    Şimdi leziz kahvaltımızı yaptığımıza göre günün kalanı için giyinmenin zamanıdır. Open Subtitles حسناً ,والان بعدما تنازلنا إفطاراً لذيذاً وحان الوقت لنختار فستان اليوم
    Birçok şeyin nasıl olması gerektiğini sonradan anladım sonuç olarak hayatımın sonbaharındayım, bu da ciddileşmenin tam vakti. Open Subtitles فكرت ملياً في الآونة الأخيرة ،أنا في خريف حياتي وحان الوقت لأمسك زمام أموري
    Tecritinizden çıkmanın ve bize tekrar katılmanızın vakti gelmiştir. Open Subtitles وحان الوقت لتخرجوا من عزلتكم وتتحدوا معنا.
    Ve artık bu haz almanın evlilik çevçevesinde gerçekleşmesinin vakti geldi! Open Subtitles وحان الوقت لذلك الاستمتاع أن يكون تحت سحابة الزواج
    Asilerden başlayarak herkesin bunu öğrenmesinin vakti geldi. Open Subtitles وحان الوقت ليعلم الجميع بذلك بدءاً بالثوار
    Artık 31 yaşındayım. Saçmalamayı bırakmanın vakti geldi. Open Subtitles تعرف انا في الحادية والثلاثين الان وحان الوقت بالنسبة لي كي اهجر الامور التافهة
    İkiniz artık yalnızsınız ve büyümenizin vakti geldi. Open Subtitles انتما الإثنان لوحدكما الآن. وحان الوقت لتنضجوا .
    Ve ikimizden birinin olgun davranma vakti geldi. Open Subtitles وحان الوقت لإحدانا أن تُنهي هذا،
    Vakit geç oldu, eve gitmenin vakti geldi. Open Subtitles تأخرنا وحان الوقت الى العودة الى المنزل
    Onu bırakmanın zamanı geldi. Bırak hak ettiği başarıya sahip olsun. Open Subtitles الآن حان الوقت لترك، وحان الوقت للحصول على تستحق النجاح الذي يمكن ان تحصل.
    görür görmez ne olduğunu anlamış, ve buraya getirmenin zamanı geldi demiş. Open Subtitles وقال انه عرف على الفور أين كان وحان الوقت ليعود للبيت
    İşte. Küçük havlangaç ların zamanı geldi. Open Subtitles حسن، انتهى الأمر وحان الوقت لنقضي على تلك الجراء
    Belki sırrımı saklamanın bedeli çok yüksekti ve şimdi bunu ödeme zamanı geldi. Open Subtitles ربما ثمن المحافظة على سري باهظ وحان الوقت لدفع الثمن
    Çünkü ben olduğum kişiyim. Bundan saklanmaktan vazgeçmenin zamanı geldi. Open Subtitles لأنها طبيعتي التي لا تتغير وحان الوقت لأتوقف عن الهروب من ذلك
    Eğer yakalandıysa olası tehlikeleri tespit etme zamanı geldi. Open Subtitles وحان الوقت لدراسة التداعيات المُحتملة إذا كان تم آسرها
    Felix sınıra geldi. Onu biraz daha zorlamanın zamanıdır. Open Subtitles فيلكس على الحافة وحان الوقت لدفعه للأسفل
    Kendi kaderlerimize sahip çıkmanın tam vakti şimdi. Open Subtitles وحان الوقت أن نتملك أقدارنا الخاصة
    Tecritinizden çıkmanın ve bize tekrar katılmanızın vakti gelmiştir. Open Subtitles وحان الوقت لتخرجوا من عزلتكم وتتحدوا معنا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus