Bu baloncukların büyüklüğü, buradaki baloncukların büyüklüğü her ülkede kaç kişinin enfekte olduğunu gösteriyor, renkler de kıtaları gösteriyor. | TED | وحجم الفقاعات، الفقاعات الموجودة هنا تعكس عدد المصابين في كل دولة واللون هنا يمثل القارة |
Dünya'nın istisnai bir sıcaklığı, istisnai bir büyüklüğü vardır. Yaşam barındırır ve okyanusları vardır. | Open Subtitles | الأرض لها درجة حرارة معينة وحجم معين ويوجد عليها حياة ومحيطات |
büyüklüğü en deneyimli dağcıları bile korkutur. | Open Subtitles | الخوف ، وحجم ذلك هو مرعب حقاً وحتى للمتسلقين فائقي الخبرة |
Akış hızı ve kabin büyüklüğüne dayanarak, propanın ölümcül hale gelmesi için iki saat geçmesi gerekir. | Open Subtitles | إستنادًا إلى نسبة التدفق وحجم الكابانا، سيستغرق حوالي ساعتين للبروبان ليصبح قاتلاً |
Aks genişliği ve lastik büyüklüğüne bakılırsa saldırganımız bir tür nakliye aracı kullanıyormuş. | Open Subtitles | وبناء على عرض اطار السيارة وحجم الاطارات ، اود ان اقول ان القاتل كان يقود |
Şifrelerin boyutu çalınmış veri setinde ne kadar sık görüldüğüyle doğru orantılı. | TED | وحجم كلمات المرور متناسب مع تكرار ظهورها في مجموعة البيانات المسروقة |
Şu an önümde alabalık biçiminde ve boyunda, bir balık duruyor. | Open Subtitles | ما رأيته أمامي كان سمكة بشكل وحجم سمك السلمون |
Londra'daki 2002 üroloji eğitimi, bize bir erkeğin penisinin boyu ile ayağının büyüklüğü arasında bir ilişki olmadığını bize gösterdi. | Open Subtitles | دراسة خاصة للمسالك البولية عامل 2002 أظهرت أن لا علاقة بين حجم قضيب الرجل وحجم أقدامه |
büyüklüğü sayesinde Dük ile misafirlerimizi daha iyi ağırlayacağız. | Open Subtitles | وحجم المنزل يتيح للدوق ولي أن نقيم الحفلات بالشكل الأمثل |
Biliyorum ama DNA'sı, kalbinin büyüklüğü. | Open Subtitles | ولكن تحلي الدى ان أيه وحجم القلب |
DNA tipi, pıhtı hücresi seviyesi ve kalbinin büyüklüğü. | Open Subtitles | الحمض النووى والصفائح الدمويه وحجم قلبك |
Eğer bir çok hayvan türüne bakacak olursak sadece biz primatlara değil ayrıca diğer memelilere, kuşlara hatta keselilere kanguru ve wombat gibilere bir türün ne kadar uzun bir çocukluğa sahip olduğuyla vücutlarına göre beyinlerinin büyüklüğü arasında ve ne kadar zeka ve çevik oldukları arasında bir bağlantı olduğu ortaya çıkıyor. | TED | لو أمعنا النظر في الكثير والكثير من أنواع الحيوانات المختلفة، ليس فقط نحن الرئيسيات، بل أيضا الثدييات الأخرى، والطيور وحتى الجرابيات كالكنجارو وحيوان الومبات، فسيظهر لنا أن هناك علاقة بين طول فترة الطفولة لدى نوع ما وحجم دماغها مقارنة بحجم الجسم وبمدى ذكائها وقدرتها على التأقلم. |
Her bir sembol bir koloni ve sembolün büyüklüğü kaç yavru verdiğini gösteriyor; çünkü ebeveyn ve yavruları eşleştirmek için genetik varyasyonları kullanabiliyoruz. Yani, hangi koloninin, hangi ebeveyn koloninin evladı olan kraliçe tarafından kurulduğunu anlayabiliyoruz. | TED | كل رمز يمثل مستعمرة. وحجم الرمز يمثل حجم سلالتها، ولأننا كنا قادرين على استخدام التنوع الجيني للمقارنة بين المستعمرة الأم وسلالتها، وذلك بالبحث عن تلك المستعمرات التي أنشأتها الملكة الابنة للمستعمرة الأم. |
Bir de o köpek o köpeğin büyüklüğü... Yemin ederim o köpek kuduzdu. | Open Subtitles | وحجم ذالك الكلب كان مرعبا |
Kısa uzuv cüceliği olan cüceler normal insanlarla aynı yüz hattı ve kafa büyüklüğüne sahiptir. | Open Subtitles | أقزام مَع pseudoachondroplasia لَهُ الميزّاتُ وحجم رئيسِ مثل الناسِ الطبيعيينِ. |
Alın kemiğinin yapısına, burun açıklığına ve çene büyüklüğüne göre kurban Beyaz bir kadın. | Open Subtitles | بناءاً على شكل العظم الجبهي، فتحة الأنف الضيقة وحجم الفك... كانت الضحية أنثى قوقازية. |
Mermilerden oluşan yara büyüklüğüne bakılırsa yaklaşık olarak doksan metre öteden ateş ettiğini tahmin ediyorlar. | Open Subtitles | طبقًا للون وحجم الجرح الداخلي، قدروا أنالرصاصاتأُطلقت... -من مسافة تبلغ تقريبًا مائة متر |
Cevap, birkaç faktörde yatıyor, çevre ve beden boyutu gibi. | TED | يكمن الجواب في عدة عوامل، بما في ذلك البيئة وحجم الجسم. |
Tümörün yerleşim yeri ve boyutu göz önüne alındığında böyle bir ameliyat her zaman tehlikeli ve hayatı tehdit edicidir. | Open Subtitles | في الأخذ في الحسبان لمكان وحجم الورم طبيعة هذه الجراحة دائماً عالية الخطورة ويحتمل أن تكون مهددة للحياة |
Burç, büst boyutu, sosyal güvenlik numarası, aşı kartı ? | Open Subtitles | البروج, وحجم التمثال, رقم الضمان الاجتماعي, وبطاقة التطعيم؟ |
Şu an önümde alabalık biçiminde ve boyunda, bir balık duruyor. | Open Subtitles | ما رأيته أمامي كان سمكة بشكل وحجم سمك السلمون |