Eski depo satışındaki postalarda buranın adresini bulduk ve iade etmek için bu eşyaların kime ait olduğunu bulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | وجدنا بعضا من البريد عليه هذا العنوان في وحدة تخزين قديمة ونحن نحاول ايجاد لمن تعود حتى نستطيع ارجاع اغراضهم. |
Biliyorsunuz, bir depo dolusu kupalarım, madalyonlarım var. | Open Subtitles | تعرف , لقد حصلت على وحدة تخزين مليئة بالكؤوس و الميداليات |
depo ünitesinde. İzi bulunmaz bir isim adına kayıtlı. | Open Subtitles | وحدة تخزين ذاتي محفوظة تحت اسم لا يمكن تعقبه |
Adamlarımız baktı, onun deposu yoktu. | Open Subtitles | لقد تحقق رجالنا من ذلك. لمْ يكن لديه وحدة تخزين. |
Sadece veri deposu zannettim ama her şeyi denedim, bir türlü okuyamadım. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،حسبتُها وحدة تخزين معلومات لا أكثر .لكنّي جرّبت كلّ شيء، ولا تمكنني قرائتها |
Ama o benim depolama ünitesi ile bir yönlendirme adresi bırakmadı. | Open Subtitles | ولكن قالت انها لم يترك عنوان الشحن مع وحدة تخزين بلدي. |
Depon var mı? | Open Subtitles | ألديكِ وحدة تخزين ؟ |
Hepsini kasabadaki bir depoya götürdüm. Ondan kalanları etrafta görmekten sıkıldım çünkü. | Open Subtitles | في صناديق في وحدة تخزين في المدينة هل تعبتما من البحث عن الأشياء في كل مكان |
Deli olduğu belli olan ve bir depoda yaşayan birini mi dinleyeceksiniz? | Open Subtitles | ونحن نستمع للرجل الذي يعيش في وحدة تخزين ومجنون بشكل واضح؟ |
Tarife uyan bir adam, ondan depo kiralamış. | Open Subtitles | رجل يطابق المواصفات استأجر وحدة تخزين منه |
Bu yaratığın içinde bir yerlerde veri depo ünitesi var. | Open Subtitles | مكان ما داخل هذا المخلوق هي وحدة تخزين البيانات، |
depo anahtarına benziyor. Çaldığı mücevherleri oraya zulaladığına kalıbımı basarım. | Open Subtitles | يبدو هذا كمفتاح وحدة تخزين أراهن بأنّه خبّأ المجوهرات المسروقة فيها |
Bir yıllık depo parasını peşin ödeyip neden içine bir şey koymazsın ki? | Open Subtitles | لمَ تدفع لتأجير وحدة تخزين لسنة مُقدّماً ولا تضع شيئاً فيها؟ |
Bir depo, kilitli bir yer, araç sakladığı veya üstünü değiştirdiği bir yer olabilir. | Open Subtitles | غرفة أو وحدة تخزين أو مكان ليغير أو يحتفظ بالسيارة |
Ama annesinin adına kayıtlı bir depo var. | Open Subtitles | ولكن هناك وحدة تخزين مسجلة بإسم والدتها. |
O veri deposu filan değilmiş, bir anahtarmış. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،لم تكُن وحدة تخزين بيانات بل مفتاحًا من نوعٍ ما. |
Melissa burada unutmuş.Philly'de bir deposu var | Open Subtitles | (ميليسا) تركته هنا، كان لديها وحدة تخزين في فيلادلفيا |
Sanderson, Hale'in Hollywood'da bir deposu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | (ساندرسون) قال أن (هيل) (يملك وحدة تخزين في (هوليوود |
Yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta bir depolama ünitesi kiralamış. | Open Subtitles | قامت بتأجير وحدة تخزين على بعد ميلين |
Veri depolama ünitesi. | Open Subtitles | وحدة تخزين البيانات |
Yiyecek çalmak için bir depoya girdim. | Open Subtitles | اقتحمت وحدة تخزين عامة، في محاولة لسرقة بعض المواد الغذائية. |
Safra keselerin 300glik değerinde gergedanların yanında Flushing'de bir depoda. | Open Subtitles | مرارة مثانتك تجلس مع 300 جرام من قرون وحيد القرن في وحدة تخزين في "فلوشينغ" |
- Fremont'ta saklama odası var! | Open Subtitles | -ماذا ؟ لديها وحدة تخزين في "فريمونت" |