Sadece Allah insanlara ayırımcılık yapmaz. | Open Subtitles | والله تعالى وحده فقط من لا تعني له الفروق بين الناس أي شيء |
Anlamını düşünün ve unutmayın ki Sadece aşk-- | Open Subtitles | انظر باهميه ولا تنسى ان الحب وحده فقط 00 |
Ve Sadece bu çocukta, bir tane olduğu söylendi. | Open Subtitles | وأن الفتى وحده فقط كان يملك مثلها |
Sadece bir kereliğine, bana çok kötü bir şey olmadığını söyle. | Open Subtitles | فقط لـ مره وحده... فقط أخبرني أنها ليست بالفكرة السيئه |
Sadece suçlu bir insan parmak izinin ona ait olamayacağını bilir. | Open Subtitles | المذنب وحده فقط... له دراية بأن تلك البصمات ليست له |
- Onunla yalnız konuşmak istiyorum. Sadece sen ve ben. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث إليه وحده فقط أنا وأنت |
Joon, Sadece esas oğlan bunu yapabilir, Joon! | Open Subtitles | rlm; البطل وحده فقط يستطيع فعل ذلك يا "جون"! |
Sadece esas oğlan kızı ve restoranı kurtarabilir, lütfen! | Open Subtitles | rlm; البطل وحده فقط قادر rlm; على إنقاذ الفتاة والمطعم، أرجوك! |
Sadece o yapabilir. | Open Subtitles | وحده فقط يستطيع. |
- Ama Sadece bir tane içebilir. - Dediğimi yap. | Open Subtitles | _انه يحصل على وحده فقط _افعل ذلك فقط |
Sadece babasını istiyordu. KONUŞAN: | Open Subtitles | ارادت والدها وحده فقط |
O Sadece bir kişi. | Open Subtitles | وهو وحده فقط. |