"Tüm kadınlar, bu yüksek uçuşun sakin ve dikkatli alçalmasından memnundu,..." | Open Subtitles | كل السيدات كانوا مقتنعات بالعبور بهدوء وحذر اسفل الطائرة المرتفعة |
Pekala, yavaşça ilerle. Çok dikkatli ol. Kitaba uygun hareket et. | Open Subtitles | حسناً، تجاوزها ببطء وحذر كما تنص القوانين |
Beni kim öldürmeyi denediyse,paranoyak, dikkatli ve yaklaştığımı biliyordu. | Open Subtitles | أي كان من حاول قتلي, كان مصاب بالبرانويا, وحذر, ويعرف بأني قريب |
Mikhail Gorbacov Bağdat'ı daha çok BM desteği için uyardı. | Open Subtitles | وحذر ميخائيل غورباتشوف بغداد بأن يعود للأمم بأتخاذ التدابير الأضافية |
Kibirli olan vaftiz oğlunu uyardı ve eğer ölümü bir kez daha aldatırsa bunu hayatıyla ödeyecekti. | TED | وحذر ابنه بالمعمودية المتغطرس أنه لو قام بخداع الموت مرةً أخرى، سيدفع ثمن حياته. |
Hiç kimse böyle bir anlaşmayı dikkatlice ve uzun uzun düşünmeden kabul etmemeli. | Open Subtitles | لا يجب على أحد أن يوقع عقد ملزم بدون تفكير طويل وحذر وعملي |
İşi ağırdan alıp dikkatlice ilerlemek istiyoruz Sayın Yargıç, hepsi bu. | Open Subtitles | هل كنت على علم بهذا, أيها العميل بوث؟ نريد أن نقوم بهذا ببطء وحذر أيها القاضي هذا كل شيء |
Bağdat'ta dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | من الضرورى أن تكون عاقل وحذر فى بغداد |
Şimdi onu bana getir, tamam, iyi ve yavaş. dikkatli. Güzel. | Open Subtitles | أحضروها إلى هنا الآن ببطء وحذر |
Yani, iyi eğlenceler. dikkatli ol. | Open Subtitles | أعني أستمتع بوقتك وحذر على نفسك |
Bana dokunsa da çok dikkatli oluyor.. | Open Subtitles | لكن اذا لمستني تفعلها بعناية وحذر |
Ve böylece, bu üçüncü soruna fikse ol, ihtiyacımızı düşünüyorum - yavaş, dikkatli, etik bilgelik ve baskı ile - bu büyük alanda dışarı gitmemizi ve onu keşfetmemizi sağlayabilecek araçlar geliştirmek ve büyük değerleri bulmak ve orada gizlemek olabilir. | TED | ولحلّ هذه المشكلة الثالثة، أعتقد أننّا نحتاج بكلّ رويّة وحذر وحكمة وضبط نفس -- تطوير الوسائل التي تمكّننا من زيارة هذه المساحة الكبيرة وسبر أغوارها. وإيجاد القيم الثمينة التي تكمن هناك. |
Burlardayım, yavaş ama dikkatli | Open Subtitles | "كنت اجور بالجوار " "ببطئ وحذر" |
Akıllı ve dikkatli olacağım. | Open Subtitles | أنا سَأكُونُ ذكيَ، وحذر. |
"Büyükelçi Andropov muhtemel tehlikeleri sezdi ve Moskova'yı uyardı. | Open Subtitles | فلاديمير كروشكوف السفارة السوفيتية، بودابست استشعر السفير أندروبوف الخطر الوشيك وحذر موسكو |
Doktor sakin davranması için onu uyardı. | Open Subtitles | وحذر الطبيب من السهل عليه أن يذهب. |
"Ve Zeus, 12 kabilenin liderlerini uyardı." | Open Subtitles | ... وحذر (زيزس) قادة القبائل ال12" |
Beni tanıdı ve Zolotov'u uyardı. | Open Subtitles | ولقد اكتشفني وحذر (زولوتوف) |
Marvin Beckett meselesinin neden daha yavaş ve dikkatlice halledilmediğini, daha fazla kafa yorulmadığını sordu. | Open Subtitles | ويريد أن يعرف لماذا لم تنتهي مشكلة مارفين بيكيت هذه ببطء وحذر, مع نظر في العواقب وعقلانية |
Bak, kim olduğumuzu çözerken her şeyi yavaş ve dikkatlice yürütmeye çalıştık. | Open Subtitles | إنظري ، مُذُّ إكتشاف ماهيتُنا ونحن نُحاول أن نأخذ الأمور ببطء ، وحذر. |
Yavaşça, dikkatlice. | Open Subtitles | بروية وحذر |
- Yavaşça ve dikkatlice. | Open Subtitles | -ببطئ وحذر تام . |