Fakirler ve alt sınıflar büyüyor. Adalet ve insan hakları yok oluyor. | Open Subtitles | الطبقة المتدنية تتزايد ، العدالة العنصرية وحقوق الإنسان لم يعد لهما وجود |
Anlaşmanın dikkate değer bir yanı da hem toplumun hem de bireyin hakları üzerinde önemle durulması. | TED | وبصورة خاصة يوجد تركيز واضح على حقوق الافراد وحقوق المجتمعات |
1960'larda Sivil haklar Hareketi kadın hakları, çocuk hakları, eşcinsel hakları ve hatta hayvan hakları hareketlerine ilham verdi. | TED | في 1960 حركة الحقوق المدنية ألهمت العديد من حركات حقوق المرأة وحقوق الطفل وحقوق المثلين وأيضًا حقوق الحيوانات. |
Dolayısıyla feminizme, eylemlere ve insan haklarına ihtiyacı olan da yine bu çalkantılı ülkelerdi ve tabii, bu ülkelerde doğan aramızdaki bahtsızlar da temel haklar ve değerler için mücadeleye devam etmek zorundaydı. | TED | وبذلك تكون الدول المضطربة هي التي تحتاج إلى الحركات النسوية، و النشاطية وحقوق الإنسان، ومن كان منا تعيس الحظ كفايةً أن نشأ في أماكن كتلك فعليه أن يكافح من أجل تلك القيم الأساسية. |
Fahişe paramın yarısını ve tek iyi kitap projemin haklarını aldı. | Open Subtitles | تلك العاهرة قاسمتني أموالي وحقوق كتابي الناجح الوحيد |
Şunu kavramalıyız ki; güvenlik ve insan hakları birbirine karşıt değerler değil, aslında birbiriyle bağlantılı değerler. | TED | يجب أن نفهم أن الأمن وحقوق الإنسان ليست قيمًا متعارضة، فهما مترابطين معًا. |
Konunun ciddiyetini Afrika ülkelerinde kalkınma ve insan hakları konusunda çalışmaya başladığımda anladım. | TED | و في وقت لاحق بدأت العمل في البلدان الأفريقية في قضايا التنمية وحقوق الإنسان. |
Kadın hakları, insan hakları, demokrasi, hukuk alanında eğitim veriyorduk. | TED | قدمنا تدريب في مجال حقوق المرأة، وحقوق الإنسان والديمقراطية وسيادة القانون. |
Biz suç olmaktan tamamen çıkarılmasını ve yeni çalışma hakları istiyoruz. | TED | نريد إلغاء التجريم بالكامل وحقوق العمل كعاملين. |
Şarkıyı bir filme koymak isterseniz, durum farklı. İnternet protokolü hakları belirli. | TED | إذا ما أردت استخدام الأغنية في فيلمك الخاص فذلك أمر مختلف، وحقوق ملكية بروتوكول الإنترنت محددة بالكامل. |
Azınlık hakları, kadın hakları ve LGTB hareketi konularında sesimi hep yükselttim ve pek çok şey yazdım. | TED | لطالما تحدثت بصخب وكتبت كثيرًا عن حقوق الأقليات، وحقوق المرأة، وحقوق مجتمع الميم. |
Birlikte, okuluma gelemeyen erkekler ve kızlar için cinsiyet eşitliği, sağlık ve insan hakları hakkında hayati bilgiler paylaşarak bir eğitim programı oluşturduk. | TED | أنشأنا معًا برنامجًا تدريبيًّا للفتيات والأولاد الذين لم يتمكنوا من الحضور إلى مدرستي، مشاركين بمعلوماتٍ حيوية عن المساواة بين الجنسين والصحة وحقوق الإنسان. |
İnsan hakları ve oyundan aynı cümlede bahsetmenin garip olduğunu biliyorum. Ama önemli olmasının nedeni şu, | TED | أعلم أنه من الغريب التحدث عن اللعب وحقوق الإنسان في جملة واحدة ولكن إليكم لم هي مهمة. |
Hiç kimse tarihin en büyük insan hakları ihlalcilerinin insan hakları derneğinde saklanacaklarını düşünmez. | Open Subtitles | وحقوق الإنسان التنظيم هو أي شخص آخر مكان تتوقع من أي وقت مضى لإيجاد بعض من أكبر منتهكي حقوق الإنسان في التاريخ. |
Turlar, görüntü hakları, albüm çalışması, ve yayınların üzerinde son söz hakkı sana ait, ...bu demek oluyor ki şarkılarının hepsi sana ait. | Open Subtitles | لديك القرار الأخير بشأن الرحلة وحقوق الصور واختيار الاغاني وجيع الحقوق محفوظة، وذلك يعني بأنك ستملكين جميع اغنياتك |
Kadınlara oy hakkı ve eşit haklar ver, sonra gör bak neler oluyor, değil mi? | Open Subtitles | منحوكم معشر النسوة حق التصويت وحقوق مساوية ، وانظر لما حدث ؟ |
Hükümet tahvilleri ve mineral haklar var elinde. | Open Subtitles | ووفقًا لـالسندات الحكومية وحقوق التعدين ومعدل تقدمنا |
Ama ailem kadınlara eşit haklar verilmesini veya eğitim görmelerini desteklemiyor ki. | Open Subtitles | لكن عائلتي لا تؤمن بالتعليم وحقوق المساواة للنساء |
Kurt sürüsü gibi zayıflara saldırma haklarını korumak bana düşüyormuş gibi davranmalarından alınmıyorum veya bizim konuşma özgürlüğümüz umurlarında değilken onlarınkini desteklemek zorunda olmamızdan. | Open Subtitles | ولكن تصرفاتهم السيئة تجعلني مسؤولا لكي احمي حقوق حريتهم في الكلام وحقوق الآخرين لا يهتمون بها |
Toplum; insan sermayesini, çalışan katılımı ve yenilik yapma kapasitesi gibi şeyleri ve aynı zamanda tedarik zinciri yönetimi, işçi hakları ve insan haklarını içeriyor. | TED | المسؤولية الاجتماعية والتي تشمل رأس المال البشري، أشياء مثل مشاركة الموظفين والقدرة على الابتكار، فضلا عن إدارة سلسلة التوريد وحقوق العمال وحقوق الإنسان. |