özellikle de dayaklar, yakmalar ve siyahi insanların linç edilmesi. | TED | وخصوصًا كان يصعب الاستماع إلى الضرب والحرق والإعدام دون محاكمة بحق الرجال السود. |
Böylece herkesin özellikle de siyahi insanların başarılı olduğu bir toplum oluşturabiliriz. | TED | هذه هي طريقة بنائنا لمجتمع حيث يستطيع كل شخص، وخصوصًا الشباب السود، الازدهار. |
Ve özellikle de, güneş fırtınaları varken kozmik ışınlar ölümcül olabilir. | Open Subtitles | وخصوصًا متى تكون هنالك عواصف شمسية الآشعة الكونية القادمة قد تكون مميتة |
diye soracaklar. Doğrusu, benim için değil Ve özellikle bu örneklerde değil. | TED | حسنًا، بصراحة، ليس كافي بالنسبة لي وخصوصًا مع ما ذكرته من أمثلة. |
Geçen yarım senenin ardından Ve özellikle geçen ay direniş savaşımız bütünüyle değişti. | Open Subtitles | خلال النصف الأول من العام الماضي، وخصوصًا الشهر الماضي، تغيّرت حرب مقاومتنا تمامًا. |
Sağlıklı bir beslenme düzeni, ne kadar tükettiğimiz açısından Ve özellikle ne kadar et tükettiğimiz ile ilgilidir. | TED | إنه نظام غذائي صحي من حيث مقدار ما نستهلكه، وخصوصًا كمية اللحوم المستهلكة. |
Her şeyi sorguladı özellikle de herkesin kanıksadığı şeyleri. | Open Subtitles | وخصوصًا تلك الأمور التي يأخذها بقية الناس على أنها مسلَمات |
Nightingale, hapishane yolunda ve annen kaçırılmadı, özellikle de bu akşam. Tamam mı? | Open Subtitles | العندليب في طريقة إلى السجن وأمك لم تختطف وخصوصًا ليس الليلة |
Ancak şunu da keşfettik ki yaşlanmanın fizyolojik göstergesi uykunun kötüye gitmesi, özellikle de az önce bahsettiğim uykunun derin evresi. | TED | ولكنّنا اكتشفنا أيضًا أنّ إحدى علامات الشّيخوخة الفسيولوجيّة هي أنّ النّوم يصبح أسوأ، وخصوصًا ذلك النّوع من النّوم العميق الذي كنت أناقشه للتوّ. |
Müzikal göndermeler de yazarın bir diğer tutkusu özellikle de ''Sahilde Kafka''da. | TED | ولديه ميلٌ إلى الإشارات الموسيقية أيضًا، وخصوصًا في "كافكا على الشاطئ". |
Bir okuyucu olarak görevim -- özellikle de bir gün yazar olmak isteyen bir okuyucu olarak -- hikâyeye saygı duymaktı. | TED | ودوري كقارئة... وخصوصًا كقارئة أرادت في يومٍ من الأيام أن تصبح كاتبة... كان أن أحترم تلك القصة. |
özellikle de o iki kişi daha önce romantik bir ilişki yaşadıysa. | Open Subtitles | لسبب، وخصوصًا عندما يكون الاثنان |
Adamı ve özellikle de uygulamasını yayında ezip geçtiğinde Pruit mutlu olmayacak. | Open Subtitles | حسنا، حين تقومين بتشريح هذا الرجل وخصوصًا برنامجه، (برويت) لن يكون سعيدًا. |
İnsanlarımızın çoğunun -- özellikle de gençlerin -- El-Kaide, İslam Devleti ve diğerleri gibi gruplar aracılığıyla bir radikalleşme riskinde oldukları; bu gruplar, korkunç vahşiliklerinin ve şiddetlerinin gerçek cihat olduğunu iddia ettikleri bu zamanda, onların cihat fikirlerinin, tıpkı benimki gibi, yanlış olduğunu -- tamamen yanlış olduğunu -- söylemek istiyorum. | TED | في وقت حيث أن الكثير من الناس -- وخصوصًا الشباب -- معرضون لخطر التطرف على يد مجموعات مثل القاعدة، الدولة الإسلامية والآخرين، حين تدّعي هذه الجماعات أن أعمالها الرهيبة والعنيفة هي الجهاد الحقيقي، فإنني أريد أن أقول أن فكرتهم عن الجهاد خاطئة -- خاطئة جملة وتفصيلًا -- كما كانت أفكاري، حينها. |
özellikle de LA'de korkunç. | TED | وخصوصًا في لوس أنجلوس. |
Görünüşte, cosplay insanların film ve televizyondaki favori karakterleri gibi giyinmesi anlamına geliyor. Ve özellikle anime, ama bundan çok daha fazlası. | TED | كما يظهر الآن فمهمة الأزياء تعني الناس الذين يرتدون مثل شخصياتهم المفضلة في الأفلام والتلفاز وخصوصًا الرسوم المتحركة، ولكن الأمر أكبر من ذلك بكثير. |
Stanford ya da Berkeley'ye seçilseydim Ve özellikle teklif de bundan daha iyi olsa... | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى جامعة (ستانفورد) أو (بيركلي) وخصوصًا إذا عرضوا عليّ منحة دراسية |
Ve özellikle hayatın penceresi... | Open Subtitles | وخصوصًا لأن... فرص العواصف في الحياة... |