Onlardan kurtulup, geriye bir harabe bıraktı. Ben de bu mektubu yazdım. | Open Subtitles | سلب والديّ مالهما كله وخلّف فوضى فكتبت تلك الرسالة |
Max açıklanamaz bir şekilde sirk çadırını ateşe verdi dört seyirciyi öldürdü geri kalanları ise yanmış veya izdihamda çiğnenmiş olarak bıraktı. | Open Subtitles | ممّا أسفر عن مقتل أربعة مُتفرّجين وخلّف أكثر من اثني عشر محروقاً أو مُداساً في التدافع. |
Dul'la birlik olup kan ve cesetlerden oluşan bir iz bıraktı. | Open Subtitles | وتحالف مع الأرملة وخلّف الكثير من الجُثث |
Masumiyetimi çok erken yaşta kaybettim. Geriye kötü bir etki bıraktı. | Open Subtitles | "فقدتُ براءتي في عمر صغير، وخلّف ذلك أثراً مؤذياً للغاية" |