"وذات يوم" - Traduction Arabe en Turc

    • bir gün
        
    • Ve birgün
        
    • Sonra birgün
        
    • Günün birinde
        
    dedim. Babam bir gün, "İki nokta arasındaki en kısa mesafe nedir?" TED وذات يوم قال لي .. ما هي اقصر مسافة بين نقطتين ؟
    bir gün birkaç sokak ötede saklı, çıkmaz sokağı keşfediyordum. TED وذات يوم كنت استكشف الناحية واحاول تجاوز بعض الطرق العامة
    Ve bir gün, durup dururken, Jenny'den bir mektup geldi, Open Subtitles وذات يوم ذو سماء زرقاء صافية وصلتنى رسالة من جينى
    Ve birgün, eğer gerçekten şanslıysan burada duracak ve kendi küçük çocuğuna bağıracaksın! Open Subtitles وذات يوم, أذا كنت محظوظ حقاً ستكون واقفاً هنا تصرخ على أبنك المراهق
    - Evet. Sonra birgün bakir öleceğimi farkettim. Open Subtitles وذات يوم أدركت .أني سأموت بتولًا
    Ve sonra, Günün birinde bir alyans almaya gittim. Open Subtitles وذات يوم جميل، ذهبتُ واشتريتُ خاتم الزواج
    Ta ki bir gün, odun toplarken, yolumuz kuzeyliyle kesişinceye kadar. Open Subtitles وذات يوم أثناء قيامنا بجمع الحطب التقينا الفارس المرتزقة شاهدت موته
    bir gün metrodaydık ve ikimiz de bıkmıştık, gerçekten bıkmıştık! Open Subtitles وذات يوم كنا في النفق وكان كل منا يشعر بالضجر.
    Şayet büyülü seksi versiyonlarımız olsaydı bir gün aniden bebekleri olabilirdi. Open Subtitles لو كان لدينا النسخة السحرية المثيرة وذات يوم فجأة أنجبنا طفل
    Ve bir gün, onları bahçeye doğa hakkında kelime öğretme amaçlı götürmeye karar verdi. TED وذات يوم قررت أن تأخذهم إلى الحديقة لتعليمهم الذخيرة اللغوية المتعلقة بالطبيعة
    bir gün, müşterilerden biri atölyesine gelmiş ve kendisinden aldığı bir saati temizletmek istemiş. TED وذات يوم واحد من زبائنه قدم الى محله وطلب منه ان يقوم بتنظيف ساعة كان قد اشتراها منه فيما سبق
    bir gün bir adamla konuşuyordum. Bana, yapabileceğimiz büyük bir soygun hakkında bir şeyler anlattı. TED وذات يوم كنت أتحدث إلى شخص ما فأخبرني عن عملية السرقة التي يمكن أن نقوم بها.
    Ve bir gün uyandım ve dedim ki "farzet ki ya bu doğru değilse?" TED وذات يوم استيقظت .. وقلت في نفسي .. ماذا لو كانت تلك العبارة خاطئة
    Ve birgün sen geri döneceksin. Open Subtitles وذات يوم ستعود انت
    Sonra birgün kendimi yoğun bir caddenin köşesinde dikilirken buldum... tamamıyla yalnız hissediyordum, ve sadece bir anlık bir seçim yaptım. Open Subtitles وذات يوم وجدت نفسي واقفة على زاوية طريق مزدحم و... وأشعر بالوحدة الشديدة،
    Sonra birgün Kallan onu gördü ve dedi ki.. Open Subtitles وذات يوم رآها (كالان) وقال...
    İki insan aşık olur ve beraber yaşar ama Günün birinde konuşacak bir şey kalmaz. Hiçbir şey. Open Subtitles شخصان عاشقان، يعيشان معاً، وذات يوم ينفد منهما الحديث
    Çalışarak ödemelerini istiyor ve Günün birinde işleri yürütemeyecek hale gelecek. Open Subtitles ،انها تسمح لهن باستغلالها وذات يوم لن تتمكن من الإستمرار دون افلاس
    Günün birinde çocuklardan, beklenmedik bir şekilde kendi başlarına, külüstür bir tramvayla sahile gitmelerini istediler. Open Subtitles وذات يوم طلب الوالدان بشكل مفاجئ من أولادهما أن يستقلوا عربة متهالكة لوحدهم إلى شاطئ البحر.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus