Bunu LGBT konusunda, kadınlarda ve beyaz olmayanlarda da gördüm. | TED | إذ رأيت هذه التصنيفات عند المثليين. والنساء وذوي البشرة الملونة. |
Hepimiz, birilerinden daha ayrıcalıklı ve bir başkasından daha az ayrıcalıklıyız. | TED | جميعنا ذوي امتيازات أكثر من أحدهم وذوي امتيازات أقل من غيره. |
Çok revaçta ve popülerler, biz ise geri zekalılar otobüsünden inmiş gibiyiz. | Open Subtitles | إنهم رائعون وذوي شعبية و نحن نبدوا وكأننا خرجنا لتونا من الحافلة |
Bu yüzden haklı olduğumuz konusunda ısrar ederiz, çünkü bu bizim sorumluluk sahibi, zeki erdemli ve güvende hisetmemizi sağlar. | TED | لذا نحن نصر دوماً على اننا مصيبون دوماً لان هذا الاصرار يجعلنا نشعر اننا اذكياء وذوي مسؤولية وحيوين وآمنين |
Bu katı, sağlam, küçük askerlere bakın. Okyanusa dönükler ve orada nöbet bekliyorlar. | TED | أنظروا إلى هؤلاء الجنود اليافعين المستقرين وذوي الصلابة، المواجهين للمحيط ليبعدوا الأخطار، |
Tıbbi koruma birimine ihtiyacımız var: eğitim görmüş ve arkaplanda uzman olarak gitmeye hazır bir sürü insan. | TED | نحن بحاجة إلى طاقم طبي دائم الكثير من الناس المدربين وذوي تجربة يكونوا على إستعداد للإنطلاق. |
Gelenek; uygulamada küçük çocukların aşiret ağaları ve toplumdaki diğer güçlü erkeklerin önünde dans etmesini içeriyor. | TED | حيث تتضمن مشاركة أطفال صغار بالرقص لأمراء الحرب وذوي السلطة في المجتمع. |
Her renkteki insanları, göçmenleri, yaşlı ve engelli insanları ya da düşük gelirlileri dinliyor muyuz? | TED | هل نستمع لآراء ذوي البشرة السوداء والمهاجرين وكبار السن وذوي الاحتياجات الخاصّة أو ذوي الدخل المتدنّي؟ |
Yalnızca küçük bir kısmı beyaz olmayan kişilerin ve kadınların hayatlarını tarihe yazıyor. | TED | فقط نسبة ضئيلة منهم تسجّل حياة النساء وذوي البشرة غير البيضاء. |
Liderlerimizin kalplerini ve beyinlerini aldılar. Zengini ve güçlüyü yanlarına aldılar. | Open Subtitles | لقد سلبوا قلوب وعقول قادتنا لقد جنّدوا الأغنياء وذوي السلطة |
Çünkü kendi ülkemde vasıfsız biri olmak istemiyorum çünkü burası artık bizim ülkemiz değil çünkü zengin insanlar ve güçlü insanlar buraya ucuz işçileri, özellikle çekik gözlüleri insan müsveddelerini getirdiler ve daha gelmekte. | Open Subtitles | لانني لا اريد ان اكون عامل ابيض ابله في بلدي لانها لم تعد بلادي لان الاثرياء وذوي السلطه |
Bırakalım zenginler ve güçlüler kendi savaşlarını yapsınlar gerekiyorsa, ...ama bizi bunu dışında tutsunlar. | Open Subtitles | ،لندع الأقوياء وذوي النفوذ يتصارعون إذا كان عليهم ذلك |
Usame Bin Ladin, El Kaide ve mağaralarda yaşayan bütün piç kurusu kökten dincilerin canı cehenneme. | Open Subtitles | تبا لأسامة بن لادن، القاعدة وذوي المؤخرات الهاربة في الكهوف وجميع الاوغاد مثلهم في أي مكان |
Onların leşçi, araştırmacı yaşam tarzları.... ... onları zeki ve mucit yaptı. | Open Subtitles | طريقة حياتهم الفضولية , القمامة جعلتهم مبتكرين وذوي فطنة حادة |
Biseksüel ve hanımlara meyledenlerle arkadaşları için. | Open Subtitles | لمثيلين جنس وذوي ميول مشابهة مع أصدقائهم |
An itibariyle tüm bu bilgiler dosyandaki her bir zengin ve güçlü hedefe gönderiliyor. | Open Subtitles | الآن، كلّ تفاصيلكِ يتمّ إرسالها لكلّ أهدافكِ الأغنياء وذوي السلطة الذين لديكِ على الملف. |
Birinci dünya savaşında savaşan Amerikan askerlerin iyi ve ahlaklı olduklarına inanmakta mısınız? | Open Subtitles | هل تظن أن الجنود الأميركيين الذين قاتلو في الحرب العالمية الأولى كانوا رجالاً جيدين,وذوي أخلاق؟ |
Güçlü ve disiplinli birini susturmak benim için ne kadar da kolay. | Open Subtitles | كم من السهل إخماد الأقوياء وذوي الانضباط الذاتيّ. |
ve bel çantaları sadece yaşlı ve sakatlar içindir. | Open Subtitles | والحزام المضحك هو فقط لكبار السن وذوي الإحتياجات الخاصة. |
Belki de meta-insanlar ve süper güçler bu çılgınlıklarla baş edebilmemiz için verildi bize. | Open Subtitles | ربّما اُبتلينا بالبشر الفائقين وذوي القدرات الخارقة لنتعامل مع الجنون. |