"ورده" - Traduction Arabe en Turc

• gül
• Wardh
• çiçek
• gülden

Şimdi döndü, gül getirdi ve seninle sohbet etti.
ورجع اليوم ومعه ورده ويريد ان يبدأ في محادثتك

Steve Stifler az önce bir kıza gül verdi ve gerçekten istedi.
ستيف ستفـــلر أعطى ورده روز لفــتاه و قصدهــا

Benim için çalışan bir adam, şu an kapı dışarı edildi. Bir kadına, kısa bir notla birlikte bir gül verdiğini ortaya çıkardım.
لق قال لى رجل يعمل عندى أنه عند بابى عرف أنه أعطى ورده إلى إمرأه

Bunun önemi yok, yanı sıra ne istediğimi biliyorsunuzdur diye düşünüyorum, Bayan Wardh.
ليس مهم، أعتقد أنك يجب أن تعرفي ما أريده، سيدة ورده

Anlayacağınız, Bayan Wardh'un siyah bir arabası yok, ama her zaman kendisinin kana karşı bir zaafı olmuştur.
ترى، السيدة ورده ما عندها سيارة سوداء لكن عندها دائما ضعف للدم

İçinde çiçek olan bir kitap var.
هناك كتاب بداخله ورده.. لذا ينبغى ان تكون هى

gül, sapı temizce ipek kağıdına sarılmış, çok hoş bir Habeş gülüydü.
ومعها ملحوظه صغيره الورده كانت جميله جداً ورده إثيوبيه ساقها مغلفه جيداً بورق ناعم

Dünyada yalnızca burada gül 100 dolara satılıyor.
هذا هو المكان الوحيد فى العالم الذى ادفع فيه 100 دولار لشراء ورده

Katil kurbanların göğüslerine solmuş bir gül bırakıyor.
الرجل يقوم بترك ورده ذابله على صدر الضحيه

Geçen Çarşamba, evime geldin ve bana bir gül verdin ardından gidip bu kaltağa evlenme teklifi mi ettin?
اتيت الى منزلي , واعطيتني ورده بعد ان تقدمت الى هذه العاهره ؟

Bir gül.Biliyor musun her renk gülün ayrı bir anlamı vardır.
ورده , الوان الورود تعني اشياء كثيرة

Sadece bana bir gül ver.
احضرلي ورده فقط

Tabii ki, Bay Wardh.
بالطبع، سيد ورده

Julie Wardh intihar etti.
جولي ورده إنتحرت

Bayan Wardh için.
للسيدة ورده

Steven ilk kez bir kıza samimi duygularla çiçek verdi.
ستيف ستفـــلرأعطى ورده روز لفــتاه و قصدهــا يا لها من ضخـــامه ...

Her küçük bitki, her çiçek Yaprak veriyor
كلّ زهرة صغيرة ♪، ♫*.و كلّ ورده ، تتفتّح مُتوجة

Hayır, sadece ölü bir çiçek.
لا، بل هذه مجرد ورده ميته

"bin gülden... daha güzel."
أكثر جمالا ً أنتظر مع 100 ورده