Evet, kollarımı başımın üzerine kaldırdım. Olimpiyatlara alırlar beni. | Open Subtitles | اجل ، ورفعت ذراعي فوق رأسي سجلينيفيالألعابالأوليمبيه.. |
Omentumu ve karaciğeri geçtim bağırsak düğümlerini kaldırdım. | Open Subtitles | وتجاوزت الثرب، وأعمل عند الكبد ورفعت الحلقات المعوية |
Ve şarkıda söylediği üzere ellerimi yukarı kaldırdım ve parmaklarımı bir anda kurukafa şeklindeki disco topuma çarptım. | Open Subtitles | هذا الصباح ورفعت يديّ عاليا, كما تعلم, لأن الأغنية أخبرتي أن أفعل وصدمت أصابعي |
Sonra kapıyı kapatıp bluzunu kaldırdı. Ne? | Open Subtitles | عندها أغلقت الباب ورفعت قميصها |
Eteğini kaldırdı, Bayanlar ve Baylar... | Open Subtitles | ورفعت ثيابها , سيداتي سادتي |
Ortalığı velveleye verip, "adaletsizlik" dediler. | Open Subtitles | ورفعت من شأن القضية وقررت أنها صورة زائفة |
İranlı, Tebrizli tüccarlara uygulanan, ibrişim yasağını da kaldırdım. | Open Subtitles | ورفعت كذلك الحظر عن تجار الحرير الإيرانيين من "تبريز" |
Sonra kaçmanın bir yolunu buldum. Elime bu telefonu geçirdim. - Ahizeyi kaldırdım. | Open Subtitles | ومن ثم عثرت على هذا الهاتف ...ورفعت السماعه وأتصلت على 91 |
Nelson Mandela gibi hissettim, "Özgürlüğe Giden Uzun Yol" gibi hissettirdi. Yürüdüm ve ellerimi cennete doğru kaldırdım, beni kurtardığı için Tanrı'ya şükrettim." | TED | وشعرت وكأني كنت نيلسون مانديلا وأنا أمشي مسيرته الطويلة نحو الحرية ومشيت ورفعت يدي إلى الجنة وأنا أشكر ربي لإنقاذ حياتي". |
Ve rüzgar Luna'yı dağdan yukarı kaldırdı ve süzüldü. | Open Subtitles | ورفعت الرياح (لونا) إلى أعلى ، وجعلتها تحلّق |
Sonra adamı bıçaklar ve ortalığı velveleye verir. | Open Subtitles | طعنت الرجل ورفعت التنبيه |