tuvalet kağıdı, ne halt istersen. Sadece beni rahat bırak! | Open Subtitles | نعم ورق المرحاض والانف,فقط اتركيني وشأني |
Seni o kadar uzağa göndereceğim ki tuvalet kağıdı ve diet kola gibi lükslerin ancak rüyalarında var olacak. | Open Subtitles | سأرسلك بعيدا جدا هذه الرفاهيات مثل ورق المرحاض والكوكا قليلة السكر سيكون كام كان حلم بعيد عنكى |
Burunlarına ve boğazlarına tuvalet kağıdı tıkayarak kendini öldüren hastalar gördüm. | Open Subtitles | سيدتي, لقد رأيت مرضى يقتلون أنفسهم عن طريق حشو ورق المرحاض في أنوفهم و حلوقهم |
Tuvalet kâğıdı bulunmadan önce seninle yüz yıl boyunca sevişmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أنتظر لصنع الحب لمئة سنة. قبل أختراع ورق المرحاض. |
Riskli iş. Risk için para veriyorsunuz bana. Tuvalet kâğıdı için değil. | Open Subtitles | إنّها مخاطرة، والمخاطرة هي ما تدفع ثمنها لي وليس ورق المرحاض |
Bitirdiğin zaman tuvalet kağıdının yerine yenisini koy diye kaç kez söyleyeceğim? | Open Subtitles | "كم مرة عليّ إخبارك بتبديل ورق المرحاض عندما ينفذ؟" |
Ben yumurta atmadım! Sadece tuvalet kağıdı attım! | Open Subtitles | لم ألق أيّ بيض، لقد رميت فقط بعض ورق المرحاض. |
Çok büyük bir tuvalet kağıdı kaçakçılığı şebekesinin lideriyim. | Open Subtitles | أنا رئيسة دائرة تهريب ورق المرحاض الكبيرة |
Kartımı bastım, çantama iki tane tuvalet kağıdı tıkıştırdım, ve ordan çıktım. | Open Subtitles | وقّعت وحشوت حقيبتي بلفتين من ورق المرحاض وخرجت |
Kahve filtresi niyetine tuvalet kağıdı kullandığını bile gördüm. | Open Subtitles | شاهدتُكَ تستعمل ورق المرحاض كمصفاة للقهوة. |
Fikir, bu temel insan ihtiyaçlarını tuvalet kağıdı hariç almaları, ki o da zaten var. | Open Subtitles | الفكرة هي ، أنّهم يقومون بشراء هذه الضروريات الاساسية للعيش .. عدا ورق المرحاض الذي لديهم مسبقاً |
Bir rulo tuvalet kağıdı alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | هل أستطيع الحصول على لفافة من ورق المرحاض , من فضلكم؟ |
tuvalet kağıdı, yeni araba... elektrikli cinsel aletler... beyne yerleştirilmiş kulaklı stereo sistemleri... entegre radar cihazlı tornavidalar, sesle çalıştırılan bilgisayarlar... | Open Subtitles | مثل ورق المرحاض و سيارات جديدة اجهزة كهربائية ، ادوات جنسية ، انظمة ستريو بسماعات خاصة والمفكات الصغير ، واجهزة الرادار الداخليه كمبيوتر يعمل بالاوامر الصوتية |
Pudingden nefret ederim ve tuvalet kağıdı... kullanmam. | Open Subtitles | ماذا؟ كلا! أكره الحلوى ولا أستخدم ورق المرحاض. |
Tanrım, hepsi tuvalet kağıdı satarak oluyor ha. | Open Subtitles | ياللهول كل هذا من أجل بيع ورق المرحاض |
Market alışverişi için paramızı kenara koyduk ama o markalı et ve iki katlı Tuvalet kâğıdı alarak hepsini harcadı. | Open Subtitles | سحبنا أموال البقالة لنضيعها على شطيرة لحم وعلى لفتين من ورق المرحاض المبطن. |
Şimdiyse banyo kapısındaki yarıktan Tuvalet kâğıdı atmamız için birbirine homurdanan iki vahşi hayvan gibi olduk. | Open Subtitles | والآن نحن ثنائي من الحيوانات الجامحة نصرخ على بعضنا لرمي بعض ورق المرحاض عبر الشق الموجود في باب الحمام |
Mal satın almazsan: Tuvalet kâğıdı, yeni araba... elektrikli cinsel aletler... beyne yerleştirilmiş kulaklı stereo sistemleri... entegre radar cihazlı tornavidalar, sesle çalıştırılan bilgisayarlar-- | Open Subtitles | هذه هي الحقيقة يا جيم ، الحقيقة اشترى الاشياء : مثل ورق المرحاض و سيارات جديدة اجهزة كهربائية ، ادوات جنسية ، انظمة ستريو بسماعات خاصة |
Tuvalet kâğıdı konusunda sinirli bile değilim. | Open Subtitles | أنا لست غاضبة حتى حيال ورق المرحاض |
Tuvalet kâğıdı konusunda sinirli bile değilim. | Open Subtitles | أنا لست غاضبة حتى حيال ورق المرحاض |
tuvalet kağıdını bitirdiğim zaman, yerine yenisini koymam. | Open Subtitles | عندما أستهلك ورق المرحاض, لا أقوم بوضع لفة جديدة |