FBI'ın arananlar listesindeki resmim her yere dağıtıldı. | Open Subtitles | الشرطة الفيدرالية وزعت صور لي في كل مكان |
Evet efendim. Yüzlerce resmi basıldı ve dağıtıldı. | Open Subtitles | آجل سيدي ، مئات من صور وجهه وزعت عليهم |
Çünkü bir kere kartlar dağıtıldı mı ... | Open Subtitles | لأن هذه الاوراق إن وزعت |
Beyaz Yıkama Operasyonu durduktan sonra kardeşlik akıl kontrol ilacının panzehirini tüm ulustaki siyahlara dağıttı. | Open Subtitles | بإيقاف عملية البياض الناصع أرض الأخوة وزعت العقار المضاد على الشعب الأسود |
Hayat bana kötü kağıtlar dağıttı... | Open Subtitles | وزعت عليّ الحياة أوراقاً غير رابحة. |
Ve bu kartpostalları Washington D.C. caddelerinde gelişigüzel dağıttım, bir beklentim olmadan. | TED | وقد وزعت هذه البطاقات البريدية بعشوائية على شوارع واشنطن العاصمة، دون معرفة ما أتوقعه. |
Söylediğini yaptım. Altını fakirlere dağıttım. | Open Subtitles | . قمت بما قلته لي . وزعت كل الذهب علي الفقراء |
Şapka giyen iki köpek. Listeler rastgele dağıtıldı. | Open Subtitles | هذهـ القوائم وزعت بشكل عشوائي |
Askerlere gaz bombaları dağıtıldı. | Open Subtitles | لقد وزعت حاويات الغاز |
Azuri isimli bir şirket, on bir ülkede on binlerce birimini Ruanda'dan Uganda'ya kadar dağıttı. | TED | وزعت إحدى الشركات وهي (أزوري) عشرات الآلاف من وحداتها عبر 11 دولة من (رواندا) إلى (أوغندا). |
Sadece kendini bir anlığına tekrar dağıttı. | Open Subtitles | فقط وزعت نفسها للحظة |
Birkaç kopyasını bugün yemekte dağıttım. | Open Subtitles | لقد وزعت عدد من النسخ على الغداء هذا اليوم. |
Bulamadık, ama resmini bölgedeki bütün birimlere dağıttım. | Open Subtitles | لا حتى الان, لكنني وزعت صورها خلال كل شقة في البلد |