Bu liseli erkekler, eskiden olduğundan çok daha yakışıklı. | Open Subtitles | فتيان الثانويه هؤلاء أصبحوا أكثر وسامه من قبل |
Aranızdan en genç ve en yakışıklı olanı bana yardımcı olması için sahneye davet etmek istiyorum. | Open Subtitles | من بين الجماهير اود ان ادعو الاصفر و والرجل الاكثر وسامه للخروج على خسبه المسرح لمساعدتى |
Eski sevgilin her zamankinden yakışıklı görünmüyor mu? | Open Subtitles | اليس هذا هو عاشقك السابق؟ انه يبدو اكثر وسامه مما سبق |
Geçen seneden bu yana daha yakışıklı olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتعرف انك اصبحت أكثر وسامه منذ العام الماضى |
Sen benim daha az formda, daha az yakışıklı Bruce Vilanch'ımsın. | Open Subtitles | انت الاقل وسامه والاقل حجما الخاص بيBruce Vilanch |
Buralardaki en yakışıklı çocuk. | Open Subtitles | هو أكثر الشباب وسامه |
"Bay Heathcliff'in ereksiyonu ve yakışıklı bir yüzü varmış." | Open Subtitles | ".. السيد هيثكليف" "ينصب وسامه" |
Onu, senden daha yakışıklı yapmışlar. | Open Subtitles | لقد جعلوه يبدو أكثر وسامه منك |