Tüm bunlar, Orta Asya'daki petrol kaynaklarının kontrolünü sağlamak için yapıldı. | Open Subtitles | كل هذا كان بهدف السيطرة على موارد النفط في وسط اسيا |
Orta Asya'da toplu yıkım silahlarının varlığına dair bir kanıt. | Open Subtitles | كدليل على تواجد أسلحة الدمار الشامل وسط اسيا |
Ayrılıkçılar Orta Asya'daki üslerine ulaştıklarında kutuları tetikleyeceğimizi söyledim. | Open Subtitles | قلت لك أننا كنا ننوي تفجير العبوات .بمجرد أن يصل الارهابيون إلى قاعدتهم في وسط اسيا |
Ayrılıkçılar, Orta Asya'daki üslerine ulaştıklarında kutuları tetikleyeceğimizi söyledim. | Open Subtitles | قلت لك أننا كنا سنطلق المفجر بمجرد أن يصل الارهابيون غلى قاعدتهم في وسط اسيا |
Sinir gazı Long Beach Limanında, Orta Asya'ya gitmek üzere bekleyen bir yük gemisinde, tıbbi malzemeyle dolu bir konteynerde. | Open Subtitles | (إن غاز الأعصاب في ميناء (لونج بيتش في حاوية بها أغراض طبية في شاحنة متجهة إلى وسط اسيا |
Küçük bir Orta Asya ülkesi. | Open Subtitles | بلد في وسط اسيا |
Orta Asya'da Afganistan, Tacikistan ve Kırgızistan arasında küçük bir bölge. | Open Subtitles | انها ارض صغيرة في وسط اسيا تقع ما بين افغانستان طاجكستان... . |