yakışıklı bir adamdı. Bu türleri bilirsin; çok neşeli, kimseye aldırmaz. | Open Subtitles | لقد كان وسيم المظهر, انت تعرف هذا النوع, منتعش جدا, وكأن الشيطان يرعاه |
yakışıklı, bavulu olmayan, tek gecelik kayıt yaptıran erkek mi? | Open Subtitles | رجل وسيم المظهر لا يحمل حقائب، ويُسجّل دخوله للفندق لليلة واحدة؟ |
İnsanlara güveniyorsun diye değil ama sadece yakışıklı olduğun için dostum. | Open Subtitles | ليس لأنكَ تثق بالناس ولكن فقط لانكَ رجل وسيم المظهر |
Sen yakışıklı çocuksun. | Open Subtitles | لأنك فتى وسيم المظهر |
Fransa'ya gitmeni ve Fransızlara yakışıklı ve kederli bir adamın sigara içmesinin bir film olmadığını söyle. | Open Subtitles | التالي ، أريدك (أن تذهب إلى (فرنسا وأن تقول للفرنسيين أن وسيم المظهر شاب محبط يدخن سيجارة |
Fransızlar yakışıklı ve kederli bir adamın sigara içmesi bir film değildir. | Open Subtitles | (شعب (فرنسا وسيم المظهر ، شاب محبط يدخن سيجارة |
- Beyaz erkek, yakışıklı... | Open Subtitles | رجلٌ أبيض، وسيم المظهر |
Ne kadar yakışıklı! | Open Subtitles | يا له من وسيم المظهر |