Merhaba. Bu evde yakışıklı bir ilk yardım elamanı var mı? | Open Subtitles | ،مرحباً هل يمكن ان يساعدني رجل إسعافٍ وسيم في هذا المنزل؟ |
Bu çok garip, çünkü... yakışıklı bir genç adamın yukarıda ön kapıda... şuan seni beklediğinden eminim. | Open Subtitles | هذا أمر غريب لأني واثق من وجود شاب وسيم في هذه اللحظة |
Kusura bakma ama kaşığımda yakışıklı bir adam var. Sonra gel. | Open Subtitles | أنا متأسف لكن هناك رجل وسيم في ملعقتي عليك أن تعودي لاحقا |
Bu yaşta nasıl böyle yakışıklı bir oğlunuz oldu? | Open Subtitles | كيف حصلت على هذا الأبن وسيم في مثل عمرك هذا ؟ |
Jennifer Aniston da, St. Barts'ta yakışıklı bir yabancıyla sarmaş dolaş. | Open Subtitles | جينيفر آنستون تتسكع "مع غريب وسيم في شارع " بارت |
Novena Vida nın sahibi Maribel in 30 yaşlarında uzun ve yakışıklı bir adamı aradığımı söyledi | Open Subtitles | مالك المطعم قال بأن " ماريبيل " كانت تبحث عن طويل وسيم في الثلاثينات |
Paris'te yakışıklı bir adamla yemeğe çıkmama o kadar da aldıracağını sanmıyorum. | Open Subtitles | نعم، لا أعتقد أنه سيكون غاضباً جداً (على أن أتغدى مع غريب وسيم في (باريس |
Van Hoytl bu tabloda erkekliğe adım atmak üzere olan yakışıklı bir oğlanı incelikle resmetmiştir. | Open Subtitles | هذه لوحة (فان هويتل) الرائعة، لصبي وسيم في أعتاب الرجولة، |