Onlara fazla bir şey verme, yoksa seni asla rahat bırakmazlar! | Open Subtitles | لا تعطهم أي شيئاً على الأطلاق والأ لن يدعوك وشأنك أبداً |
Siz bizi rahat bırakın. biz de sizi rahat bırakalım. | Open Subtitles | لذا، أنا هنا لأقدم عرضاً أتركنا وشأننا وسنتركك وشأنك |
Onlarla konuşur, seni rahat bırakmalarını sağlarım. | Open Subtitles | سأتكلم معهم من أجلك وأجعلهم يتركونك وشأنك |
Ailemle, kardeşlerimle, sanki, "Hepiniz, beni sadece yalnız bırakın." gibiydi. | Open Subtitles | مع عائلتي , مع اخوتي كان مثل ان يتركوك وشأنك |
Bana tek bir şey söyle, seni rahat bırakayım. | Open Subtitles | فقط أخبرني بهذا الشيء الوحيد، وبعدها سأتركك وشأنك |
Yazdığın raporlarda benimle ilgili güzel şeyler olursa ve Cezaevi gözetiminden çıkarsam o zaman seni rahat bırakacağım. | Open Subtitles | إن كان مذكور في تقاريرك أنّيأتصرفجيّداً، سأدعك وشأنك عندما لا أكون تحت الوصاية بعد الآن |
Ama bu adam hakkında bana bilgi verirsen seni rahat bırakırım. | Open Subtitles | ولكني سأتركك وشأنك إذا أخبرتني عن هذا الرجل |
İyi haber, seni rahat bırakmaya söz verdiler. | Open Subtitles | الأخبار الجيدة هي أنهم وعدوا بأن يتركوكَ وشأنك |
Sende uğraşılacak yeni birini buldun, onlar da seni rahat bıraktı. | Open Subtitles | أظن أنك وجدت شخصاً آخر لمضايقته. حتى يتركونك وشأنك. |
Eğer hala ilgini çekmezse, seni rahat bırakacağım. | Open Subtitles | اذهبي وتحدثي معها اذا استمر رأيكِ على ماهو عليه سأترككِ وشأنك |
Onunla bir daha konuşmayıp olayı anlayacağını ve seni rahat bırakacağını mı umdun? | Open Subtitles | لن تتصل بها ثانية، وتمنيت أن .تفهم ذلك، وتتركك وشأنك |
Taş bulmacasının bir parçasıyım. Eğer çözebilirsen seni rahat bırakırım. | Open Subtitles | إنّي جزء من أحجية الحجر، إن حللتها، فسأتركك وشأنك. |
Ona, benim iyi olduğumu ve seni rahat bırakmasını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأقول له أنني بخير وأنه يجب أن يدعك وشأنك |
Biz senin en iyi arkadaşlarınız. Bir ayrıntı daha anlatırsan söz seni rahat bırakacağız. | Open Subtitles | إننا أعز صديقاتكِ، اعلمينا بأمر أخر وسنترككِ وشأنك بعدها |
Sana asla rahat vermeyecek, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لن يدعك وشأنك أبداً تعرف ذلك ، ألست كذلك؟ |
Albay Umametev'i aradım. Seni rahat bırakmamı istedi. | Open Subtitles | اتصلت بالكولونيل اوماميتف وقال بأنه يجب ان ادعك وشأنك |
Belki birkaç tane, ama meraklanma. Eğer onları yalnız bırakırsan, onlar da seni yalnız bırakırlar. | Open Subtitles | قد يكون هناك القليل، لكن لا تقلق، إن تركتهم وشأنهم، تركوك وشأنك |
Bu limuzinci heriflerle görüşüp-- bir süre seni yalnız bırakmalarını söylücem. | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً، سأقابل هؤلاء رجال الليموزين وأخبرهم أن يتركونك وشأنك |
Bu limuzinci heriflerle görüşüp-- bir süre seni yalnız bırakmalarını söylücem. | Open Subtitles | سأخبرك شيئاً، سأقابل هؤلاء رجال الليموزين وأخبرهم أن يتركونك وشأنك |
Senin evdekilerden bir farkın olmadığını görünce peşini bırakırlar. | Open Subtitles | ترتدى كعوب عسكرية انت تذكريهم بزوجاتهم يتصورون ان هذا يمكنهم الحصول عليه فى بيوتهم فيدعوك وشأنك |
Bundan sonra kendi başınasın ve sana şunu önerebilirim; | Open Subtitles | أنا أؤمن بك لكن ليس في هذا المكان أنت وشأنك منذ الآن وسأخبرك ما أقترح |