tam gidiyordum ama, tabii ki. | Open Subtitles | كنتُ على وشك الرحيل لكن بالتأكيد، بالطبع |
Gerçeği söylemek gerekirse ben de tam gidiyordum. | Open Subtitles | ولكنو فى الواقع, انا كنت على وشك الرحيل |
- Harry de tam gidiyordu. Değil mi Harry? | Open Subtitles | لقد كان هارى على وشك الرحيل , اليس كذلك يا هارى ؟ |
Kızın yürüyüp gelirken, tam gitmek üzereydik. | Open Subtitles | كنا على وشك الرحيل عندما اتت ابنتك |
Hayır efendim. Biz de tam gidiyorduk. | Open Subtitles | كلاّ سيدي , نحن على وشك الرحيل |
- Selam dostum. Seni bu kadar erken beklemiyordum. Tam da gitmek üzereydim. | Open Subtitles | مرحبا يارجل , لم أظن أنك ستأتي مبكراً كنت على وشك الرحيل |
çıkmak üzereydim zaten, yani... | Open Subtitles | لا , لا , أنا كنت على وشك الرحيل على أي حال |
Kendisi çıkıyordu. Eski erkek arkadaşım. | Open Subtitles | كلا, لقد كان على وشك الرحيل انه صديقي السابق |
Tam çıkıyordum, beni aradı. | Open Subtitles | كنت على وشك الرحيل وإذا به يتصل بي |
Erkek delisi gibi göründüğümün farkındayım ama... gitmek üzeresin. | Open Subtitles | اعلم أنه يبدو و كأنني مدمنة على الجنس أو ما شابه, لكن انت على وشك الرحيل, لن أراك طوال الصيف... |
- Satıcı ve şimdi gidiyordu, değil mi? | Open Subtitles | -إنه بائع ولقد كان على وشك الرحيل |
Hayır, ben de tam gidiyordum. | Open Subtitles | لا. حسنٌ, لقد كنتُ على وشك الرحيل. |
İyiyim, tam gidiyordum. | Open Subtitles | حسناً، كنتُ علي وشك الرحيل. |
Hayır, o da tam gidiyordu. | Open Subtitles | لا, إنها إنها على وشك الرحيل |
- Bayan Lemon da tam gidiyordu. | Open Subtitles | {\pos(192,240)}(الآنسة (ليمون كانت على وشك الرحيل |
Ben bunu gördüğümde gitmek üzereydik. | Open Subtitles | كنا على وشك الرحيل وحينها لمحت عيني هذا |
- Selam. Biz de gitmek üzereydik. | Open Subtitles | كنا على وشك الرحيل |
Dediğim gibi, biz de tam gidiyorduk. | Open Subtitles | كما قلت من قبل نحن على وشك الرحيل. |
Sensiz gitmek üzereydim babalık. | Open Subtitles | كنت علي وشك الرحيل بدونك أيها القط الكبير! |
Önemli değil, çıkmak üzereydim. | Open Subtitles | لا بأس , كنت على وشك الرحيل |