Onun için saklanıyor. Nazik ve sabırlı olmalıyız. | Open Subtitles | وهذا ما جعله يقع أسفل السرير عليكي معاملته بلطف وصبر |
Derler ki; bir katır size tekme atma ayrıcalığına sahip olmak için istekli ve sabırlı bir şekilde yıllar boyu çalışır. | Open Subtitles | يقولون أن بغل مع عمل 10 سنوات برغبة وصبر مقابل إمتياز ركلك مرةً واحدة |
Sadece zamana ve sabırlı olmaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ... إنّها مسألة وقت فحسب ! وصبر |
Yavaşça, sabırla. Hoşuna gittiğini söylüyor. | Open Subtitles | ببطء وصبر ولكنه رائع هي تقول ذلك |
Muazzam konsantrasyon ve sabır gerektiriyor olmalı. | Open Subtitles | لابد وانه يحتاج لتركيز كبير وصبر اكبر |
Ona yetişmek için şans ve sabır gerekecek. | Open Subtitles | سيكون هناك حظ وصبر لانزاله |
- Önemli olan kararlılık ve sabır. | Open Subtitles | إنها قضية مبدأ وصبر |