Çünkü ben ve diğer gazeteciler şunu ortaya çıkardık ki referandum esnasında birden fazla suç işlendi. | TED | لأن ما اكتشفناه أنا وصحفيين اَخرين أن العديد من الجرائم قد حدثت خلال الاستفتاء. |
Fransız Devrimi'ne esnaflar, gazeteciler ve avukatlar öncülük edecekti. | Open Subtitles | الثورة الفرنسية سوف تُقاد بتجار ، وصحفيين ومحامين |
Eminim gazeteciler ve gazeteler peşinden koşuyordur. | Open Subtitles | إنني واثق بأن هنالك صحف وصحفيين يطاردونك |
Orada hukukçular, gazeteciler, din adamları vardı hepsi şunu söylediler: "Bunu istemiyoruz." | TED | وكانوا محامين ، وصحفيين ، قساوسة. جميعهم قالوا: "لانريد ذلك." |
Kendi devletleri tarafından hapse atılmış, cezalandırılmış ve sindirilmiş blogerlar ve gazeteciler görüyoruz. Bunlardan çoğu Batı ile terörle mücadelede müttefik. | TED | نحن نرى مُدّونين وصحفيين يُحبسون يتهمون ويتعرضون للتخويف من قِبل حكوماتهم. العديد من تلك الدول هم حلفاء مع الغرب في الحرب على الإرهاب. |
Bunlar entelektüeller, yazarlar, gazeteciler. | Open Subtitles | وإنما هم مثقفين وكتّاب وصحفيين |
Hiçbir zaman istemeyeceğinize karar vermiş olsanız bile isteyen ve direnmeyi başaran ve güç sahiplerine muhalif olan diğer insanların olduğu gerçeği --- muhalifler, gazeteciler, aktivistler ve aralıktaki diğerleri --- hepimizi sağlamayı istememiz gereken kolektif iyiliğe getiren bir şey. | TED | حتى لو كنت شخصاً يقرر أنك لا تريد ذلك نهائياًن فإن حقيقة أن هناك أشخاصاً آخرين مستعدين لفعل ذلك وقادرين على المقاومة و الوقوف بوجه أصحاب النفوذ -- معارضين وصحفيين ونشطاء وشريحة واسعة من الناس الآخرين -- هو أمر يجلب لنا خيراً جماعياً علينا أن نحتفظ به. |
Oyuncular, ekip, gazeteciler. | Open Subtitles | - لاعبين, وموظفين وصحفيين. |
Korumalar ve gazeteciler var. | Open Subtitles | لا شرطة وصحفيين ... |