Boston'dan dönerken onunla tartıştığımda çok açık konuştum ve bu ona zor geldi. | Open Subtitles | وعندما ارتاح معي كنا في طريق العودة من بوسطن كنت صريحاً وصعباً جداً معه |
Tabii ki onu kurtarmak için çabalayacağız ama hem zor olacak hem de size pahalıya patlayacak ve tıbbi malzemeler gelene kadar burada yatacak. | Open Subtitles | يمكننا محاولة انقاذه ولكن سيكون الأمر مكلفاً وصعباً وسنضطر أن نرسل في طلب بعض المعدات الخاصة والصغيرة للغاية. |
Çok kıymetli ve bulunması zor bir şey bile olsa onu bulup sana getirir. | Open Subtitles | هوَ يريدُ أن يتحصّل على ذلك منك حتىَ ولو كان شيئاً ثميناً وصعباً إيجادهُ، صحيح؟ |
Onun için daha zor ve... yardımıma ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | وصعباً عليه.. وقد إحتاج هو لمساعدتي. |
Çok güç ve karmaşık bir durumdaydı. | Open Subtitles | لقد كان معقداً وصعباً. |
Uzun ve anlaması güç bir kitaptı. | Open Subtitles | بل كان طويلاً وصعباً. |
O daha çok sıkıntı çekiyordu ve yardımıma ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | وصعباً عليه.. |