Sanırım buraya kadar gelmiş olduğunu varsayabiliriz. | Open Subtitles | اعتقد أنه يمكننا أن نفترض بأنه وصل إلى هنا.. |
Aşağılık buraya kadar gelmiş! | Open Subtitles | الوغد وصل إلى هنا أيضاً |
Buraya ulaştığında, arabasını park etti, buraya geldi hep tek başına bu yatağa oturdu beni gördü ve şöyle dedi:.. | Open Subtitles | عندما وصل إلى هنا ركن سيارته، وجاء إلى هنا كل هذا من تلقاء نفسه جلس على هذا السرير... |
Yenisi bir süre önce buraya geldi. | Open Subtitles | ولكن بديله، وصل إلى هنا منذ وقتٍ طويل |
Hatta, bugün pek çoğunuz TomTom ya da akıllı telefonunuz yardımıyla buraya geldi. | TED | في الواقع ، العديد منكم اليوم وصل إلى هنا بمساعدة أجهزة " توم - توم " أو بإستخدام أجهزتكم الذكية . |
Konfederasyon memuru Binbaşı John Marrett Augusta'ya giderken buraya geldi. | Open Subtitles | (الضابط الكونفيدرالي، الرائد (جون ماريت، (وصل إلى هنا في طريقه إلى (أوغسطا. |