Güneşin sesi ile bir pulsarın sesi arasındaki değişikliği nasıl biliyoruz? | TED | كيف لنا أن نعرف الفرق بين صوت الشمس وصوت النجم؟ |
Orda bulunduğun gün sayısı ve çin yapımı AK-47 makinelilerin sesi. | Open Subtitles | عدد الأيام هناك وصوت رشاش أي كي -47. المصنوع فى الصين |
Bazen gülüşler duyuyorum, ardından çığlık ve ağlama, ve ardından daha önce hiç duymadığım bir ses. | TED | أحياناً سمعت صوت ضحك ثم صراخ وبكاء وصوت لم أكن قد سمعته من قبل |
Alan boyunca yürürsünüz, bir ses çocukların isimlerini, yaşlarını ve doğum yerlerini okur. | TED | أنت تمشي من خلال الفضاء، وصوت يقرأ الأسماء، الأعمار ومكان ولادة الأطفال. |
Kriezel'in, beni klozetten kaldırırken ki gülüşünü, alaycı sesini hâlâ duyabiliyorum. | Open Subtitles | لا أزال أسمع الضحكات، وصوت "كريزل" الساخر وهو يرفعني من المرحاض |
Evin yandığını, atlı adamları ve silah seslerini hatırlıyorum. | Open Subtitles | اتذكر حريق ذلك المنزل ، واولئك الرجال على ظهور الأحصنة، وصوت الطلقات |
Bay Allerton bir mantar sesi ve ardından bir şapırtı duymuştu. | Open Subtitles | السيد اليرتون سمع صوت طلقة, وصوت الرذاذ, وصوت شئ آخر |
Cumhuriyetin gözü, kulağı ve sesi olman için. | Open Subtitles | لا أفهم لتكون عينتا وأذنتا وصوت الجمهورية |
Gözlerim olman, kulaklarım, ve cumhuriyetin sesi olman için... | Open Subtitles | لا أفهم لتكون عينتا وأذنتا وصوت الجمهورية |
Aslında, attığım her yumruğu kanının elimde bıraktığı hissi onu benzetirken çıkarttığı ağlama benzeri sesi ve sesler tam kesilmek üzereyken ve baban tam yolun sonuna gelmişken işini bitirecektim ama başımı kaldırdım ve senin baktığını gördüm gözlerin fal taşı gibi açılmıştı. | Open Subtitles | الحقيقة أتذكر كل جرعة أعطيته وكان انسكب دمه على يدي وصوت البكاء منه وهو مستلقي وحينما يوشك الصوت على التوقف |
Muallakta bırakmanın kralı Stephen King, Asya neslinin sesi, Amy Tan, sevgili mizahçı, Dave Barry! | Open Subtitles | تتكون من الموجودين على الاطلاق و الحاصل على ماجستير في التشويق ستيفن كينغ وصوت الجيل الاسيوي ايمي تان |
Aynı şeyi tekrarlayan bir kadın sesi vardı. | Open Subtitles | وصوت تلك الامرأة وهي تقول الشيء ذاته مرة تلو الأخرى |
Ve dost bir ses, bir bakış... sevgili vatanını yeniden aklına getirdi. | Open Subtitles | وصوت لطيف، نظرة أعادت منظر البلد القديمة إلى ذكراة |
Sonra telefon çalar... hattaki ses ona, fotoğrafların karısına gönderildiğini söyler... hattaki ses ona, fotoğrafların karısına gönderildiğini söyler... hatta hem onun hem de kendisinin ailesine de gönderilmiştir. | Open Subtitles | ثم رن الهاتف. وصوت على الجانب الاَخر يخبره بأن زوجته أرسلت الصور |
Berbat bir manzara, ve korkunç bir ses bir adamı dinlemek ruhunu çeken borunun ucundaki delikten. | Open Subtitles | إنه منظر مفزع وصوت مرعب عندما تسمع رجلا يمتص روحه عبر أنبوب المخدرات |
Bir tanesi, sabah açık olması, pencerelerin olmaması, ve dinlemeyi mümkün kılmayan çok yüksek ses. | Open Subtitles | لسبب أنهم يفتحوم خلال اليوم ومن دون نوافذ وصوت عالٍ جداً لتغطي على مراقبة الصوت |
Rüzgarın sesini ve şimşekleri işaretler olarak yorumladı. | Open Subtitles | لقد فسرت الرياح وصوت الرعد على اساس انها علامات |
Booth telefon ahizesinin hissini ve numarayı çevirirken çıkardığı tik seslerini çok sevmişti. | Open Subtitles | "أحب بوث ملمس "الباكليت "وصوت الـ"تك، تك، تك كلما أدار القرص |
Fitili çekip tetiğe basarsan, kaşığın düşmesine izin verdiğinde... odanın 2,4 milyon wattlık ışıkla ve 175 desibel sesle dolmasına 1,5 saniyen kalır. | Open Subtitles | وما إن يتحرر المعدن فإن أمامك ثانية ونصف قبل أن تمتلأ الغرفة بما يعادل وهج 2.4 مليون شمعة وصوت انفجار بقوة 175 ديسيبل |
Gürültü ve çarpışma sesleri gittikte yakınlaştı. | Open Subtitles | الضجيج وصوت الأنفجارات كانا يقتربان رويداً رويداً من المستشفى |
Rüzgârın çığlıklarıyla dolu karanlık, korkunun prangalarıyla zihnini köle etmiştir. | Open Subtitles | وصوت الرعد الرهيب وعويل الرياح يغمر... الظلام |