dediler. İşte o zaman, onlara tekrar çay teklif ettim, bir yudum aldılar ve güldüler. | TED | وهذه المرة, عرضت عليهم الشاي للمرة الثانية أخذوا منه رشفة وضحكوا. |
Polis arabasına uzanmış hâlimin resmini çektiler ve güldüler. | TED | أخذوا صورًا لي ممدود الذراعين فوق سيارة الشرطة، وضحكوا. |
Onlar güldü, ben ağladım. güldüler. | Open Subtitles | وضحكوا وأنا بكيت وهم ضحكوا |
Artıklar için kapışmamızı izlediler. Katıla katıla güldüler. | Open Subtitles | -لقد شاهدونا نتقاتل على البقايا وضحكوا علينا . |
Ve aynı böyle güldüler. | Open Subtitles | وضحكوا مثلك تماماً. |
Ağlıyordu ve onlar güldüler. | Open Subtitles | وكان يبكي، وضحكوا. |
Onlar da güldüler ve güldüler. | Open Subtitles | فضحكوا وضحكوا |
Bana güldüler. | Open Subtitles | وضحكوا عليً |