"وضرب" - Traduction Arabe en Turc

    • vurdu
        
    • çarptı
        
    • vur
        
    • çarpmış
        
    • dövdü
        
    • vurmuş
        
    • dövmüş
        
    • vurması
        
    • dövülmüş
        
    • yumruk attı
        
    Kendi adamını, tam kaskının arkasından vurdu. Open Subtitles وضرب صديقه فخوذتِه من الخلف سارسين مذا تفعل ؟
    Şans oyunuydu o da kafasını vurdu ve kendini öldürdü. Open Subtitles انها لعبة حظ... ... وضرب رأسه وقال انه قتل نفسه.
    Ama sonra Meksika'ya bir asteroit çarptı ve dünyanın öbür ucunda Hindistan'daki volkanları tetikledi ve tekrardan neredeyse her şey öldü. TED لكن حدث وضرب نيزك المكسيك، وفجر ذلك براكين في الجزء الآخر من العالم في الهند، ومات كل شيء تقريباً.
    İblisi Tanrı'nın silahıyla vur, saf bir kalple yaparsan işe yarayacaktır. Open Subtitles وضرب الشيطان بأله الله وهي جانب صافي تحدث ضررا
    Ve sesleri düetin son notalarında yükseldiğinde, büyük cüretkar bir şimşek gökyüzünden çıkıp meşale gibi parıldayan babama çarpmış. Open Subtitles أصواتهما إرتفعت و في آخر اللحن انطلق البرق خرج ضوء من السماء مثل المصباح وضرب أبي
    Sofia Harpo'yu dövdü. Sonra Harpo Sofia'yı dövdü. Open Subtitles (ضربت (صوفيا) (هاربو" "(وضرب (هاربو) (صوفيا
    Şans oyunuydu o da kafasını vurdu ve kendini öldürdü. Open Subtitles انها لعبة حظ... ... وضرب رأسه وقال انه قتل نفسه.
    Adam, araçtan kaçınmak için hamle yapıp kaldırıma vurdu. Open Subtitles وإنحرف دراجته للإبتعاد عن السيارة وضرب الرصيف
    Babam çöpü atıyordu birden fırladı ve babama vurdu. Open Subtitles أبي اخذ القمامة ومن ثم قفز هو وضرب ابي
    Bir sopası vardı ve Curt'ün yüzüne vurdu. Open Subtitles وكان لديه عصا . وضرب بها رأس كيرت
    Kaydı, sırtüstü düştü ve diğer kolunu kapıya çarptı. Open Subtitles لقد انزلق ووقع على ظهره وضرب ذراعه الآخر على الباب
    Bu çılgınlık. O düştü ve kafasını çarptı. Ben niye kelepçeliyim? Open Subtitles هذا جنون هو وقع وضرب رأسه لماذا أنا مكبل
    Ardından içinizden biri sol elini kullanarak Tito'ya kapıyı çarptı. Open Subtitles ثم أحد منكم إستعمل يده اليسرى وضرب رأس تيتو في الباب
    Sinirlenmek istiyorsan, bir şeye vurmak istiyorsan, buna vur. Open Subtitles كنت أريد أن تغضب، كنت أريد شيئا ضرب، وضرب هذا.
    Unutma zıpla, vur. Open Subtitles تذكر، ترتد، وضرب.
    Ve sesleri düetin son notalarında yükseldiğinde, büyük cüretkar bir şimşek gökyüzünden çıkıp meşale gibi parıIdayan babama çarpmış. Open Subtitles أصواتهما ارتفعت و في آخر اللحن انطلق البرق خرج ضوء من السماء مثل المصباح وضرب أبي
    Sarhoş vaziyette araba kullanmış. Birisine çarpmış. Open Subtitles قيادة سيارة تحت تأثير الكحول، وضرب شخص ما
    O diğerlerinide dövdü. Open Subtitles وضرب الاخرين ايضاً
    Hırsız, pişman olmuş, yaşam biçiminden umutsuzluğa düşüp, kendini vurmuş. Open Subtitles أي لص إقتحمه بنية سرقة المكان , نادم أصبح يائساً من حياته وضرب نفسه
    Sonra üst kata çıkıp küçük oğlunu, beşiğinin yanına vurarak ölümüne dövmüş. Open Subtitles ثم ذهب للطابق العلوي وضرب ابنه الرضيع حتى الموت بجوانب السرير
    Kurşunun Murphy'nin içinden geçip adamı kalbinden vurması aklımı başımdan aldı. Open Subtitles هذا الشيء عن الرصاصة مرورا ميرفي وضرب هذا الرجل في فجر القلب ذهني كما تعلمون.
    Birçok bıçak darbesi ve kötü dövülmüş. Etrafında devamlı gardiyanlar var. Open Subtitles تعرّض لطعناتٍ متعددة وضرب بشدّة سيرافقه الحرّاس طيلة الوقت
    Bana yumruk attı, yere düştüm. Bacağımı vurdum. Open Subtitles .. ضربني ثم وقعت على الأرض، وضرب ساقي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus