"وضعتها" - Traduction Arabe en Turc

    • koydum
        
    • koydun
        
    • koymuştum
        
    • koyduğumu
        
    • bıraktım
        
    • koydu
        
    • koymuş
        
    • koyduğu
        
    • koyduğum
        
    • yerleştirdim
        
    • attım
        
    • koyduğun
        
    • bıraktığım
        
    • taktım
        
    • bırakmıştım
        
    Ben de onu ofisimde bulunan bir Gaz Kromotografına koydum. 400 civarında. TED لذا وضعتها في كاشف الغاز اللوني الموجود في مكتبي، وهي حوالي 400.
    Ordan paramı çektim ve bir bankaya koydum, orda büyümeye devam ediyor. Open Subtitles سحبت آلافي من هنالك و وضعتها في بنك حيث لا زالت تتنامى
    Zavallı herifin parasını aldın. Her an gitmeye hazır olmak için onu kasaya koydun. Open Subtitles عثرت عليه وأخذت نقوده و وضعتها في الخزانة لكي تأخذها عند الذهاب؟
    Onu dolaba koymuştum, biz buradaysak, o da buralarda olmalı. Open Subtitles وضعتها في الخزانة، وبما أنّنا هنا فحتماً هي هنا أيضاً
    Buralarda bir yere koyduğumu biliyorum ama bulamıyorum. - Ödeme istasyonu. Open Subtitles أعرف أنني وضعتها في مكان ما هنا لكنني لا أجدها الان
    Bugün işten çıkmıştı, ben de masasına bıraktım. Open Subtitles لم يكن متواجداً اليوم لذا وضعتها على مكتبه
    Aynı şey: ona bir resim verdim, alnına koydu. TED ونفس الامر عندما أعطيتها الصورة وضعتها على جبتها
    Fotoğrafı çekip bir programa koydum ve o resim formatına dönüştürdü. Open Subtitles فقط ألتقطت صورة و وضعتها في بالرنامج الذي حولها إلى رسمة
    Kollarımda uyuya kaldı, bu yüzden uyuması için onu koydum. Open Subtitles لقد نامت على ذراعيّ، لذا وضعتها على السّرير لكي ترتاح.
    Ve onu kilime sarıp arabaya kadar sürükledim ve bagaja koydum. Open Subtitles ، ثمّ استخدمت البساط لأجرّها إلى السيّارة . ثمّ وضعتها بالصندوق
    Darbeyi yaptım, bir kutuya koydum ve gömdüm o it oğlu iti. Open Subtitles لقد أخذت الضربة ، وضعتها بداخل صندوق ، وقمُت بدفن ذلك الوغد
    Ve bunları yapmaya başladım, onları Google Maps'e koydum ve orada ortaya çıkan tek tek havaalanları ile desenleri görmeniz için yakınlaştırmanıza izin verdim. TED وبدأت في صنع هذه ، ثم وضعتها على خرائط جوجل وسمحت ان تقرب الصورة لترى المطارات كل على حدى والأنماط التي تحدث هناك.
    - Burada bıçak yok. - Var. Ben koydum. Open Subtitles لايوجد سكين هنا بل يوجد, انا وضعتها هناك
    Zavallı herifin parasını aldın. Her an gitmeye hazır olmak için onu kasaya koydun. Open Subtitles عثرت عليه وأخذت نقوده و وضعتها في الخزانة لكي تأخذها عند الذهاب؟
    Masaya koydun, kestin ve çiğdi. Open Subtitles لقد وضعتها في الطاولة وبدأت بتقطيعها لكنها كانت نيئه
    Bir çocuk onu bana hatıra olarak bırakmıştı ben de yemek odasındaki bir çekmeceye koymuştum. Open Subtitles لقد كانت سكين أعطاها لي طفل كذكرى. وضعتها في درج في غرفة المعيشة.
    Onları nereye koyduğumu hiç bilmiyorum. Open Subtitles في الواقع إنّي لا أملك أدنى فكرة أين وضعتها.
    Çiftlikte, Steve'e not bıraktım sana. Evine de bırakmıştım. Almış olmalısın. Open Subtitles لقد تركت لك رسالة مع ستيف في المزرعة و من المفروض أنك رأيت الرسالة التي وضعتها في بيتك
    Acaba Kawatche kabilesi çizimleri korumaları için mi koydu onları? Open Subtitles أتسائل إذا كانت قبيلة الكواتشي وضعتها هنا لحماية الرسومات
    Başka bir yere koymuş olabilir misin? Open Subtitles هل من الممكن ، انكِ وضعتها في مكان غير موضعها؟
    Şöminenin üzerine koyduğu Staffordshire figürleri ve tabaklarını bulmak için yüzlerce Pazar uğraştı. Open Subtitles 100 يوم أحد لتخمين الأثاث الأنسب وصحون وضعتها فوق موقد النار
    Arka tarafa koyduğum mineral taşlarını yalamak için geldikleri kesin. Open Subtitles لا شك أن كتلة الملح التى وضعتها فى الخلف أجتذبته.
    Fakat nano boyutun ne demek olduğunu daha iyi resmedebilmek adına bir saç telimi aldım ve mikroskoba yerleştirdim. TED ولكن لكي نوضح ماذا يعني بأن تكون في حجم النانو فلقد اخذت واحده من خصلات شعري و وضعتها تحت الميكروسكوب
    Topu öyle attım ki kurşun gibi gitti. Open Subtitles إنها لنيران التي وضعتها في تلك الكرة كانت كالرصاصة
    Biraz da saatin içine koyduğun şu izleme yongasından bahsedelim. Open Subtitles والآن دعانا نناقش أمر رقاقة التعقب، والتي وضعتها بساعة يده،
    Ama havlusu bıraktığım yerdeydi. Katlanmış şekildeydi ve nemli değildi. Open Subtitles ولكن المنشفة كانت كما وضعتها كانت ملفوفة ولم تكن مبتلة
    Derimle kaynaşmadan evvel koluma zar zor taktım. Open Subtitles بمجرد أن وضعتها على ذراعي, إندمجت مع جلدي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus