"وضعته في" - Traduction Arabe en Turc

• koydum
• koydun
• soktum
• yerleştirdim
• yerleştirdiğim
• yerleştirdiğin
• içine koymuştum

Tam olarak bir haftalık iç çamaşırı valizime koydum hepsi bu.
ما يكفيني من الملابس الداخلية لمدة اسبوع هذا كل ما وضعته في حقيبتي

Koruyucu bir çit yoktu ben de onu kendi ahırıma koydum.
لم يكن لديه سياج ليمنعه، لذلك وضعته في حظيرتي

Onu bulamayacağı bir yerde hafızama koydum.
لقد وضعته في ذاكرتي حيث لا يمكنه العثور عليه

- Beni onlarla aynı sınıfa koyma. - Onlarla aynı sınıfa mı koydun?
ـ لا تضعني في صنفهم إذًا ـ هل وضعته في صنفهم؟

Bir kek kutusuna koydun ve kimse görmeden gittin.
وضعته في صندوق الكيك لذا لن يراه احد معك

Ve tüm gücümü toplayıp doğruca onun gözlerine odaklandım ve onu transa soktum.
و من ثم استجمعت كل طاقتي ناظراً إليه مباشرةً في العينين وضعته في غيبوبة

Güzel bir ahıra yerleştirdim bile. Babam istediği zaman ziyaret edecek.
وضعته في اسطبل، بوسع والدي زيارته متى شاء

Geçen gün şehrin öbür ucuna yerleştirdiğim bir aktarıcı üzerinden arıyorum.
أتصل بك من خلال جهاز توجيه وضعته في جميع أنحاء المدينة ذلك اليوم

Adli tıp uzmanımızın laboratuvarına yerleştirdiğin dinleme cihazını da bulduk.
لقد وجدنا أيضاً جهاز التنصت الذي وضعته في كمبيوتر عالمتنا الجنائية.

Spor çantamın içine koymuştum squash oynamadan önce, ve şimdi bulamıyorum.
لقد وضعته في حقيبة النادي الخاصه بي للعبة الاسكواش ولأن لا استطيع ان اجده

Biraz buzla Cracker Jack kutusuna koydum ve hastaneye gittim.
وضعته في صندوق مع الثلج وأخذته إلى المستشفى

Onu bagajımdaki bir çantaya koydum, şehir dışına çıkınca onu sadece tepeden aşağı yuvarladım.
لذا وضعته في حقيبة من صندوق السيارة حالما وصلنا خارج المدينة قلبته أسفل التل

Onu Aztek Tabutu'na koydum ve ortadan kayboldu.
لقد وضعته في ضريح الازتيك واختفى بعد ذلك

Basketbol formanı aradığını söylemiştin, onları çamaşırhaneye koydum.
قلت أنك بحاجة لشورت كرة السلة وضعته في الغسيل

kadının evine mi koydun, yoksa bir yere mi sakladın?
هل وضعته في منزل المرأة؟ هل خبئته في في مكان ما؟

Onu, kocan olarak yardımlı yaşam tesisine koydun, ...yeni bir isimle.
وضعته في الخدمة الاجتماعية بصفته زوجك تحت اسم جديد كي تستمري بالعمل على المعلومات

Korkutup seninle evlenmesini engellemek için Lola'nın küvetine koydun. Benden korkması onu elde etmeni sağladı.
وضعته في حمام لولـــلا لتخيفها حتى تتزوج منك. خوفها مني في الواقع ساعدك للتزوج منها.

Hayır. Onu, ömrünün sonuna kadar yetecek mutant karmaşasına soktum zaten.
لا لقد وضعته في مشاكل مع المتحورون تكفيه لبقية حياته

4 yıldır 9 farklı ailenin yanına yerleştirdim onu.
.. وضعته في تسعة بيوت رعاية مختلفة خلال أربعة سنوات

Çantasına yerleştirdiğim kablosuz vericinin menzili ne kadar?
ما هو نطاق المرسل اللاسلكي الذي وضعته في حقيبة يدها؟

Kiralık katile yerleştirdiğin izleme cihazından sonuç var mı?
وجهاز التتبع الذي وضعته في ذلك السفاح لم يقود لأي مكان؟

Sesi çıkmasın diye bavulun içine koymuştum.
أنا وضعته في الحقيبة. نوع من خفض الصوت.