Ben de, kimse yokken, cesedini maskot üniformasının içine koydum. | Open Subtitles | لذا قد وضعتُ جثتهُ في زي التميمة قبل عودة الجميع |
Çok şirin. çarşafları örttüm, beşiği koydum, üsteki şu dönen şeyi koydum. | Open Subtitles | إنه ساحر للغاية لقد وضعتُ مُلاءات فى الأسفل وممتص الصدمات والمتعلّقات الأخرى |
Daha dün, onun resmini kadınlar sayfasına koydum. | Open Subtitles | بالأمس فقط , وضعتُ صورتها في الصفحة الخاصة بالنساء في الصحيفة |
Yıllarca birçok çaresiz bireyi hapse attım. | Open Subtitles | لقد وضعتُ الكثير من الأفراد اليائسين في السجن على مرّ السنين. |
Ama ben yine de üç tane CCTV kamerası yerleştirdim. | Open Subtitles | ما قمتُ به، هو أنّي وضعتُ ثلاثة أنظمة مُراقبة بالشاشة. |
Tanrı aşkına. Senin için bu lambayı koymuştum. | Open Subtitles | سُحقاً، لقد وضعتُ هذا المصباح هُنا من أجلكِ. |
Fişekleri yola bıraktım böylece biri geçerse bizi görebilir. | Open Subtitles | إنّه سيء. لقد وضعتُ الشُعلات الناريّة في الخارج، لذا لو مرّ أيّ شخصٍ، فسيكون قادراً على رؤيتنا. |
Ön kapıya zil taktım. Böylece birisinin gelip beni öldüreceğinden haberim oluyor. | Open Subtitles | لقد وضعتُ أجراساً عند الباب الأمامي لأعرفَ إن كان أحدٌ قادماً لقتلي |
Schillinger'ın duruşmasında, elimi İncil'in üstüne koydum ve Tanrı'ya yemin ettim, doğruyu söyleyeceğime ve sonra yalan söyledim. | Open Subtitles | وضعتُ يدي على الإنجيل و أقسمتُ للرَب بأني سأقول الحقيقَة و ثُمَ كذَبت |
Dün akşamkiyle aynı, sadece farklı bir tabağa koydum. | Open Subtitles | كما فى الليلة الماضية. لقد وضعتُ الطعام على جانب آخر من الصحن. |
Evime güneş panelleri koydum. | Open Subtitles | لقد وضعتُ الألواح الشمسيّة على منزلي لتخفيف الضغط على مصابيح الفلورسنت |
Küçük, tatlı bir adamın önüne yakışıklı bir adam koydum. | Open Subtitles | وضعتُ رجلاً رائعاً مقابل رجلٌ طفولي ظريف |
Az önce ceketinin cebine fare leşi koydum. | Open Subtitles | حسناً ، هذا ما فعلته الآن فلقد وضعتُ فأراً ميّتاً في جيب سترك |
İlaçlarını komidine koydum. | Open Subtitles | لقد وضعتُ لك الأدوية التى تأخذها على المنضدة |
Vardığımda parayı, bir notla beraber tezgaha koydum. Sonra da hızla kaçtım. | Open Subtitles | وعندما وصلتُ إلى هناك، وضعتُ المال على العدّاد مع ملاحظة وخرجتُ بأسرع ما يمكن |
Benimle olmadığın zaman benimle olduğunu yazan karta imzayı ben attım. | Open Subtitles | لقد وضعتُ أسمي على بطاقتـُـك وذكرت بأنك كنتُ معي وذكرت بأنك كنتُ معي, في الوقت الذي لم تكون كذلك |
Çocuklar, bakın, FBI takım lideriyle konuşurken telefonunun sim kartındaki iletişim sistemine bir solucan yerleştirdim. | Open Subtitles | يا رجال ، انظروا ، عندما اتّصلت قائدة فريق مكتب التحقيقات الفدرالي وضعتُ دودة في نظام التشغيل وفي البطاقة على هاتفها |
- Cebine takip cihazı koymuştum. | Open Subtitles | ـ كيف عثرت عليّ؟ ـ وضعتُ جهاز تعقب في جيبك |
Makineyi zincirledim. Sesten ve hafızadan yoksun bıraktım. | Open Subtitles | وضعتُ الآلة في قيود محرومة من الصوت والذاكرة |
Bu sefer gerçekten işe başladık. Kağıt elbisemi çıkardım, giydim ve burunluğumu taktım. Sonra plastik torbaları ağaçlara geçirdim. | TED | لذلك، فهذه المرة، بدأنا فعلًا، وسحبتُ بدلتي الورقية البيضاء، ووضعتُ جهاز تنفسي الإصطناعي، وبعدها وضعتُ الأكياس البلاستيكية على الشجر |
Utanmadan senin o pis evine gelip çamaşırlarını yıkadım, temizlik yaptım. | Open Subtitles | وضعتُ وجهاً مزيفاً وذهبت إلي ذلك المنزل القذر وقمت بأعمال الكوي |
Sürekli dördüncü pisuvarı kullanıyorsunuz. Ben de sizin için oraya taze kek koyuyorum. | Open Subtitles | لاحظتُ إنّك تستخدم دوماً القوة المبولة لذا وضعتُ كعك طازج هناك لأجلك |
Hepsini arkamda bıraktığımı sanıyordum. Fakat geri geldi ve düşündüğümden daha güçlüydü. | Open Subtitles | ظننتُ أنّي وضعتُ كلّ ذلك ورائي، لكنّه عاد، وإنّه أقوى من السابق. |
Kahvesinin içine bir damla boya incelticisi kattım. | Open Subtitles | لقد وضعتُ قطرةً واحدة من مزيل الطلاء في قهوته |
Dinle, bütün gerekli numaraları üst çekmecedeki not defterine yazdım. | Open Subtitles | أسمع, لقد وضعتُ جميع أرقام هاتفي في أعلى غلاف الورق عند الهاتف |
İddaya girerim ki popona bir kömür parçası koysam Orada on dakika bile kalamaz, Onu elmas olarak çıkarırım. | Open Subtitles | أراهنّ إن وضعتُ قطعة فحم وجعلتها تبقى لعشر دقائق ، فسأحصل على ألماس منها. |