Bunları daha net kafalarla bir dahaki akşam yemeğinde konuşalım. | Open Subtitles | دعونا نناقش هذا مرة أخرى في ختام حفل العشاء مع رؤساء أكثر وضوحًا |
Benim hatamdı. Hepsi benim hatamdı. Bu görüşmeyi hazırlarken sana karşı daha net olmalıydım. | Open Subtitles | هذا كان خطأي، خطأي بالكامل كان علي أن اكون أكثر وضوحًا حين هيأتك لهذا الإجتماع |
- Üstelik bu görüntü çok daha net. | Open Subtitles | -أجل . تلك الصورة أكثر وضوحًا حتى. |
Evlilik yapılıp da kurtlar sonsuza dek değişikliğe gidince Jackson'ın kaderi bu kadar net olmayabilir. | Open Subtitles | حالما يتم العُرس ويغدو المذؤوبون فائقون للأبد فإن مصير (جاكسون) سيصبح أقل وضوحًا. |
- Biraz daha net. | Open Subtitles | أكثر وضوحًا كلّ لحظة |