İçinizden ülkesine hizmet etmeye devam etmek isteyenler görevlerinin başına. | Open Subtitles | من منكم يرغب في البقاء لخدمة وطنه يبقون في مواقعهم |
Ama o devam etti, ve o sadece başkan olmadı, ama eski başkan olarak, ülkesine hizmet etti, hep arenada, şiddetli, güçlü, | Open Subtitles | بل فوق ذلك، كرئيس سابق، خدم وطنه وكان دائماً في الحلبة عاصفاً، قوياً |
Başkan Kaliforniya'dan evine bir kefen içinde gelecek. | Open Subtitles | سيعود ذلك الرئيس إلى وطنه من كاليفورنيا في صندوق ملعون. |
Bu genç adam Vietnam'a gidiyor ülkesi adına savaşmak için. | Open Subtitles | إذاَ... ذهب هذا الشاب إلى فيتنام للقتال من أجل وطنه |
Orada evinden 90 km uzakta yaşayan kararlı bir öğrenci var. | TED | بداخلها كان يقبع طالب مجدّ على بعد 60 ميلاً عن وطنه. |
Grayden Osborne'un vatanına ihanet ettiği için intihar ettiğinden yüzde yüz emin olana dek araştırmaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | لا نتوقف حتى نتأكد ٪١٠٠ أن غرايدن أوسبورن انتحر لأنه خان وطنه. |
Hepimiz için, tüm Amerikalılar'ın güvenliği için önemli bir savaş olduğunu ve ülkesine hizmet etmekten ne kadar gurur duyduğunu söylerdi. | Open Subtitles | فهذا الصراع هام من أجل أمان واستقرار جميع الأمريكيين وسيعبّر عن مدى افتخاره بخدمة وطنه |
Bütün bu ihanetlerden sonra, ülkesine ihanet zor olmamıştır. | Open Subtitles | بعد كل تلك الخيانة اصبحت خيانة وطنه سهلة |
Ama benim oğlum son 18 ayını bir bok çukuruna demokrasi götürerek ve ülkesine hizmet ederek harcadı. | Open Subtitles | لكن أبني قضى الثمانية عشر شهراً الماضية محاولاً أن يدخل الديموقراطية إلى تلك المنطقة والقيام بخدمة وطنه |
Senin gibi, büyük bir görev anlayışıyla ülkesine hizmet etmeyi seçti. | Open Subtitles | إختار أن يخدم وطنه من إحساسه العميق بالواجب |
Davetsiz gelen son adam evine kargo ile döndü... küçük kutulara bölünmüş halde. | Open Subtitles | أخر رجل زاره بدون دعوة عاد الى وطنه بالشحن الجوي في عدة صناديقِ صغيرةِ جداً |
Kazanan, Helen'i evine götürsün. Böylece bu iş son bulsun. | Open Subtitles | -و الفائز يا خذ هيلين الى وطنه وتكون نهاية الامر |
Oğlunu aramakta olan bir şövalye, evine döner. | Open Subtitles | فارس واحد توجه عائدا إلى وطنه بحثا عن إبنه |
ülkesi için kan döküyor ve geride bıraktıkları mutlu olsun diye para gönderiyor. | Open Subtitles | لأنه ينزف دماً لأجل هذا الوطن ويدفع من أجل تمتع وطنه |
ülkesi için kan döküyor ve geride bıraktıkları mutlu olsun diye para gönderiyor. | Open Subtitles | لأنه ينزف دماً لأجل هذا الوطن ويدفع من أجل تمتع وطنه |
Burada ülkesi için ölmek isteyen bir Alman var. | Open Subtitles | هناك ألماني هنا يتمنّى الموت في سبيل وطنه |
Soğuk olur, yürek, el ve kemik üşür... Soğuk olur, evinden uzak yolcu üşür. | Open Subtitles | يمكن أن يكون قلب و يد و عظمة ويمكن أن يكون مسافر بعيدا من وطنه |
Anton Baklanov vatanına ihanet etmektense ölmeyi yeğleyecek biri. | Open Subtitles | أنتون باكلانوف سيفضل الموت عن خيانة وطنه الجديد. |
Çok iyi biri. Ona kendini evinde hissettirin. | Open Subtitles | لذلك أفعلوا ما بوسعكم حتى يشعر أنه فى وطنه |
Ama onun, oğlunun son arzusu ana vatanında gömülmekti. | Open Subtitles | ولكن وصية ابنك حين وفاته كانت أن يؤخذ إلى وطنه |
Bırak bir Bahriyelinin, herhangi bir Amerikalının Ülkesini ifşa etme fikrinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره أن أفكر بأن أي أمريكي ناهيك عن زميل في البحرية سيخون وطنه |
Hitler'in barbarlığından kurtulmak için memleketi Avusturya'dan kaçmak zorunda kalınca, İsviçre'ye yerleşmişti. | Open Subtitles | هو يعيش في سويسرا، بعد فراره من وطنه النمسا، التي هوجمت من قبل هتلر، والبربرية. |
Eski ülkesinde, hocasının kendisine öğrettiklerini hatırlar. | Open Subtitles | يتذكر ما تعلمه في وطنه على يد معلمه |