Geçen yaz hastalandı. Sonuna kadar uzun, uzun hafta sonları onun yanındaydım | Open Subtitles | مرضت في الصيف الماضي، مررت بعطلةٍ شاقة جداً وطويله حتى ماتت |
Buna rağmen, onsuz geceler çok uzun ve yalnız. | Open Subtitles | حتى وانا غاضبه الليالي بدونه وحيده وطويله |
Ve onlara mutlu ve uzun bir yaşam sunmak bizim içimizde var. | Open Subtitles | وأنه في الواقع في داخلنا أن نمنح لهم حياة سعيدة... وطويله. |
Herkesin uzun, lüks, Paris usulü hamilelik iznine ihtiyacı yok. | Open Subtitles | -فليس الكل يتطلع لإجازة أمومه مترفه وطويله -ماذا؟ |
Gençsin, uzun boylusun. | Open Subtitles | وانتِ صغيره وطويله |
Önümüzde uzun ve zor bir yolculuk var. | Open Subtitles | سوف نواجه رحلة صعبة وطويله |