Bu tamamen, fiziksel, duygusal, cinsel ve ruhani yönden kime ilgi duyduğumuzla alakalı bir durum. | TED | وهذا ببساطة ما ننجذب إليه، جسديًا وعاطفيًا وجنسيًا وروحيًا. |
Sonra dışarı çıkıp bankta derin ve duygusal bir konuşma yapmıştık. | Open Subtitles | ثم خرجنا وتحدثتنا حديثًا عميقًا وعاطفيًا على مقعد انتظار الحافلات |
Sonra dışarı çıkıp bankta derin ve duygusal bir konuşma yapmıştık. | Open Subtitles | ثم خرجنا وتحدثتنا حديثًا عميقًا وعاطفيًا على مقعد انتظار الحافلات |
Dokunaklı, duygusal mükemmel bir hediyeydi. | Open Subtitles | ووجدت ذلك الشيء بالصدفة حيث كان مؤثرًا وعاطفيًا إنه الهدية المثالية |
bir gerçek var ki... bu aileyi finansal olarak da, duygusal olarak da destekleyen, destekçi olmuyor diye kendisine saldırılan... sırf bu yüzden kafasını duvara vurmak isteyen kişi de benim! | Open Subtitles | أنا مَن أدعم هذه العائلة ،ماديًا وعاطفيًا ومع ذلك مازلتُ أُهاجم .. لأنني لا أدعمكِ كفاية تجعلني أريد أن أصدمَ ! |