Buradan taşınacağımıza söz vermiştin. 5000 dolarımızı da almışlar. | Open Subtitles | وعدتني بأن نغادر جحر الجحيم هذا وكذلك هم اخذو أموالنا الـ 5000 دولار |
Buradan taşınacağımıza söz vermiştin. 5000 dolarımızı da almışlar. | Open Subtitles | وعدتني بأن نغادر جحر الجحيم هذا وكذلك هم اخذو أموالنا الـ 5000 دولار |
Hey, o bu gece benimle. Boş akşamın, söz vermiştin. | Open Subtitles | إنها برفقتي الليلة لقد وعدتني بأن يكون اليوم اجازة |
Deneyimiz için toprak örnekleri bulacağına söz verdin.Ama laboratuarda göremedim. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأن تحضري عينات التربة من أجل مشروعنا ولم تظهري في المختبر |
Ama ancak ve ancak uslu olacağına söz verirsen seni bindirebilirim. | Open Subtitles | إلا إذا و فقط في حال أنك وعدتني بأن تكوني لطيفة |
- Julius, lütfen, ne alırsa alsın dünyada ki en iyi hediyeyi almış gibi davranacağına söz ver? | Open Subtitles | هلاّ وعدتني بأن تتصرف و كأنها أفضل هدية حصلتَ عليها ؟ |
Nana'yı eve götürmeliyim ve sorunları çözmemde bana yardımcı olmak için söz verdi. | Open Subtitles | هل أيمي مستيقظة؟ عليّ أن أقود الجدة لمنزلها، وقد وعدتني بأن تتعامل معها. |
Bugün hallolacağını söylemiştiniz. Bugün hazır olacağına söz vermiştiniz. | Open Subtitles | قُلت أن الأمر سينتهي اليوم وعدتني بأن الأمور ستتم اليوم |
Sen bana köpek gibi avlanacağın sözünü vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأن هذا الكلب قادر على الصيد. |
Böyle durumlarda nerede olduğunu bana söyleyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني بأن تخبرني أين هو في بعض الأوقات كهذه |
Ama söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأن تخبريني لم يكن مؤلما أليس كذلك؟ |
Senin için bir iş yapmam hâlinde beni rahat bırakacağına söz vermiştin! | Open Subtitles | وعدتني بأن أقوم بهذا الشيء لك ومن بعدها ترحل عن حياتي |
Senin için bir iş yapmam hâlinde beni rahat bırakacağına söz vermiştin! | Open Subtitles | لقد وعدتني بأن أقوم بهذا الأمر لك فقط وبعدئذٍ تتركني وشأني |
Lütfen, bunu konuşacağımıza söz vermiştin. | Open Subtitles | أرجوك. لقد وعدتني بأن نتحدث عن هذا الليلة |
Dinle Mike, bu işi düzelteceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | لذا اسمعني يا مايك لقد وعدتني بأن تعمل الشيء الصواب |
Çünkü Indianapolis'teki durağı kaçırmamak için uyanık kalmaya söz vermiştin. | Open Subtitles | لأنك وعدتني بأن تبقى مستيقظا في الحافلة حتى لا نفوت محطتنا في انديانابوليس. |
Sen de müzik yalnızca bir hobi olacak diye söz vermiştin. | Open Subtitles | وانت وعدتني بأن الموسيقى ستكون هواية فقط |
Sana vereceğim şeyler karşılığında bizimkileri korkutacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني بأن ترعب والديّ مقابل الحصول على بعض الامور |
Hadi. Oyunu kazandım. Çıkışı göstereceğine söz verdin. | Open Subtitles | .هيَّا. لقد فزتُ في اللعبة لقد وعدتني بأن تدلَّني على طريق الخروج |
Hemen gideceğine söz verirsen, sana bir daha amelelerinin yanında bağırmam. | Open Subtitles | إذا وعدتني بأن ترحل الآن, لن أصرخ عليك أما عمالك بعد الآن. |
Bak sana ne diyeceğim... sana eve geldiğinde odanın işini bitirmiş olacağıma söz vereyim... sen de bana bugün biraz risk alacağına söz ver. | Open Subtitles | ... سأخبرك ماذا اعدك بان انتهي من طلاء هذه الغرفة في الوقت الذي تعودين فيه للمنزل اذا وعدتني بأن تتخذي مخاطرة اليوم |
Beni geri götürmeye söz verdi. | Open Subtitles | هي وعدتني بأن تريني المكان الذي امسكونا به |
Geçen salı da hallolacağına söz vermiştiniz. Şuna bir mühür vurmak zor mu? | Open Subtitles | وعدتني بأن الامر سيتم الثلاثاء الماضي ألا يمكنك إمضاء هده الأوراق؟ |
Bana Amerikanların öleceğinin sözünü vermiştin! | Open Subtitles | لقد وعدتني بأن الأمريكان سيموتون. |
Halbuki bu akşam size bakacağına dair bana söz vermişti. | Open Subtitles | و كانت قد وعدتني بأن تعتني بكم هذهالليلةبغيابي. |