"وعرقلة" - Traduction Arabe en Turc

    • ve
        
    Martin dolandırıcılıktan, delilleri karartmadan ve adaleti yanıltmaktan dolayı tutuklandı. Open Subtitles واعتقل مارتن بتهمة الاحتيال والتلاعب مع الأدلة وعرقلة سير العدالة
    Başkanın taktiksel girişimlerine karşı çıktılar ve grubun transit geçiş yapısını dağıtmaları Open Subtitles أبدت معارضة إلى المستشار مبادرات رد إستراتيجية وعرقلة الفئات
    O zaman seni zorla içeri girmekten ve alınan kararlara engel olmaktan dolayı tutuklamak zorundayım. Open Subtitles أذا انا مضطر أن أعتقلك للأقتحام والتخريب وعرقلة العدالة
    Biliyorsun ki, bilgi saklamak ve adaleti engellemekten göz altındasın. Open Subtitles لكن كما تعلم, انت مقبوض عليك لاخفاء المعلومات وعرقلة إجرائات. العدالة
    Cinayete suç ortaklığı, komplo kurmak ve adaleti engellemekten bahsediyoruz. Open Subtitles نحن نتحدّث عن الإشتراك بجريمة قتل والتآمر وعرقلة العدالة
    İçinizden birinin bizi dinlemek ve soruşturmaya engel olmak için kiraladığı özel dedektif. Open Subtitles إنه محقق خاص قام أحدكم بإستخدامه للتنصت علينا وعرقلة التحقيق
    Kesinlikle sahte ihbar ve adaleti yanlış yönlendirmeyle. Open Subtitles تقديم بالتأكيد تقرير كاذب وعرقلة العدالة
    adam öldürme, yasadışı şekilde cesetten kurtulma ve adaletin engellenmesinden 5 yıl. Open Subtitles خمس سنوات بتهمة القتل غير العمد، التخلص غير السليم من الجسم، وعرقلة سير العدالة.
    Ailesinin Gümüş Zil Davası'yla olan ilişkisi, yenilikçi siyasi vaatleri ve kampanyasının sonlanmasına tehdit oluşturdu. Open Subtitles اتصال أسرتها إلى حالة الأجراس الفضية هددت تلقي بظلالها لها مقترحات السياسات المبتكرة وعرقلة حملتها الانتخابية.
    Şehre zarar vererek ve yetkilileri takiplerinden alıkoyarak ne yaptığını düşünüyorsun? Open Subtitles ... ما فعلتيه هو تدمير المدينة وعرقلة ممارسات السلطة الحقيقية فى بحثهم عن هؤلاء المجرمين
    Kadınları ve çocukları toplayın hepsini büyük salona koyun ve önüne barikat kurun. Open Subtitles I الذين يجتمعون للنساء والأطفال. أخذها إلى القاعة الكبرى، وعرقلة المدخل.
    Richard Castle, sizi hırsızlık suçu ve yargıya engel olmaktan tutukluyorum. Open Subtitles (ريتشارد كاسل)، أنت رهن الإعتقال بتهمة السرقة وعرقلة سير العدالة
    Kaynakların dediğine göre, Lily Humphrey sahtekarlıktan ve adaleti engellemekten 10 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya olabilir. Open Subtitles تقول المصادر أن (ليلي همفري) قد تواجه سجناً يصل إلى 10 سنوات بتهمة التزوير وعرقلة سير العدالة
    Bayan Tsui, polise engel olmak ve adaleti yanıltmak çok ciddi suçlardır. Open Subtitles سيّدة (تسوي) إعاقة عمل رجال الأمن وعرقلة العدالة جريمة خطيرة
    Seni Litvanyalı fuhuş tacirinin kaçmasına izin vermekten ve adalete engel olup polisin vaktini harcamaktan tutukluyorum. Open Subtitles ستعتقل بسبب إتاحة الفرصة لتهريب (ليتوانيا) وعرقلة سير العدالة وتضييع وقت الشرطة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus