Kros kayakçısı ve Avusturalya kayak takımının bir Üyesi olarak, Kış olimpiyatlarına yönelik, yakın takım arkadaşlarımla bisiklet antremanındaydık. | TED | كمتزحلقة للتزلج الريفي ، وعضوة في فريق التزلج الأسترالي ، مصوبة باتجاه دورة الألعاب الألومبية الشتوية، كنت في تدريب لركوب الدراجة مع زملائي أعضاء الفريق. |
Bu sıra dışı ekiplerin içinde yer alan Cassie, hem subay rezerv okulu öğrencisi, hem kızlar kulübü Üyesi, hem de Kadın Araştırmaları bölümü öğrencisi olmayı başardı. | TED | من ضمن هذا الفريق وُجدت امرأة تدعى كاسي، امرأة شابة استطاعت أن تكون طالبة بهيئة تدريب ضباط الاحتياط وعضوة بنادي الفتيات وطالبة بجامعة الدراسات النسائية كل هذا بشخصية واحدة. |
Kongre Üyesi Dandridge, Adam Irving tıp merkezi gibi tesislerin açıldığını görmek yerine meslektaşlarına kötü örnek olup başka konularla uğraşmamalıdır. | Open Subtitles | وعضوة كونجرس Dandridge طَمأنَني بأنّها سَتَدْفعُ زملائها لإتّباع مثالِها |
Yönetim kurulu üyesiydin. Meslektaşlarının saygı duyduğu biriydin. | Open Subtitles | وعضوة في مجلس الإدارة ولديك احترامك بين زملائك |
Celia, nazik ve iyi bir takım üyesiymiş ve Visualize'a katılmak iyi bir fikirmiş. | Open Subtitles | حسناً ، لقد كانت (سيليا) لطيفة وعضوة جيّدة بالفريق وأنّ إنظمامها إلى منظّمة "الرؤية" فكرة جيدة هذا كل شيء ، إلى حد كبير |
Sen bir doktorsun, şehrimizin polis merkezinin bir üyesisin. | Open Subtitles | إنكِ طبيبة، وعضوة في مركز الشرطة |
Kongre Üyesi Jackie Sharp, bu yarışta %14 ile üçüncülükte. | Open Subtitles | وعضوة الكونغرس (جاكي شارب) في المرتبة الثالثة بنسبة 14 بالمئة |
Samantha Carter. Yarbay, Hava Kuvvetleri ve SG-1'in Üyesi. | Open Subtitles | "سامانثا كارتر"، المقدم من القوة الجوية الأمريكية، وعضوة في فريق (اس جي 1) |
Bugün öğlen saatlerinde Meclis Üyesi Pollard ile birlikte belediye meclisinde Star City Ateşli Silahlar Özgürlüğü Yasasını yürürlüğe sokma konusunda anlaştık. | Open Subtitles | بعد ظهيرة هذا اليوم، أنا وعضوة المجلس (بولارد) التقينا بمجلس المدينة لتمرير قانون حرية الأسلحة النارية لمدينة (ستار) |
Yarından itibaren Meclis Üyesi Sharp ile birlikte kampanyalarımızı askıya alıyoruz. | Open Subtitles | ابتداءً من الغد, أنا وعضوة الكونغرس (شارب) سنعلق حملتينا |
Belediye başkanı ve konsey Üyesi Feraldo bugün önemli bir açıklama yaptı. | Open Subtitles | "العمدة وعضوة المجلس (فيرالدو) أعلنوا عن شيء مهم اليوم" |
Bugün öğlen saatlerinde Meclis Üyesi Pollard ile birlikte belediye meclisinde Star City Ateşli Silahlar Özgürlüğü Yasasını yürürlüğe sokma konusunda anlaştık. | Open Subtitles | بعد ظهيرة هذا اليوم، أنا وعضوة المجلس (بولارد) التقينا بمجلس المدينة لتمرير قانون حرية الأسلحة النارية لمدينة (ستار) |
Yönetim kurulu üyesiydin. Meslektaslarinin saygi duydugu biriydin. | Open Subtitles | وعضوة في مجلس الإدارة ولديك احترامك بين زملائك |
Doktorsun, şehrimizin polis departmanının bir üyesisin. | Open Subtitles | ويا (لي) إنكِ طبيبة، وعضوة |