Daha fazla soru sorduğumda, aniden hafıza kaybına uğradı ve bana bürokrasiyle cevap verdi. | Open Subtitles | وعندما سألته عن المزيد من المعلومات اصابه فجأه فقدان ذاكره واحمر وجهه |
Ama ona nedenini sorduğumda şu aptal sadakat testlerinden birisi gibi konuştu. | Open Subtitles | وعندما سألته عن السبب، جعل الأمر يبدو وكأنه إحدى اختبارات الولاء الغبية خاصته، حسنٌ؟ |
"Yanında kim olsun istersin" diye sorduğumda, ...söylediği ilk kişi Amcası Michael'dı. | Open Subtitles | وعندما سألته من يريد أن يكون نوجوداً أول شخص ذكره هو عمه مايكل |
Ona sorduğumda, parayı ne yaptığını hatırlayamadı. | Open Subtitles | وعندما سألته عن ذلك، لم يستطع التذكر ما الذي فعله به. |
Cameron'u hastanede gördüm, ona ne olduğunu sorduğumda, onu dövenin kim olduğunu sana sormamı söyledi. | Open Subtitles | رأيت كاميرون في المستشفى، وعندما سألته عما حدث، الذين ضربوه، وقال لي أن أطلب منكم. |
Beni kızın yanından çekti, ona kızın kim olduğunu sorduğumda üç sene önce beraber ileri düzey yerleştirme dersi aldıklarını söyledi. | Open Subtitles | أبعدني عنها وعندما سألته عنها قال إنها كانت معه في صف التعيين المتقدم منذ ثلاث سنوات |
Ve ben ona bunun "nedenini?" sorduğumda "Luke veya benimle olmaktansa seninle olmaktan daha mutlu olduğunu söyledi." | Open Subtitles | ،"وعندما سألته "لماذا؟ قال لي لأنه يكون أكثر سعادة معك مقارنة بالعيش معي أو مع أبيه |
"Biri ona baskı yapıyordu." Kim olduğunu sorduğumda, | Open Subtitles | "أحدهم أجبره بالقوة" ..وعندما سألته من، قال |
Bunun hakkında soru sorduğumda da saçmaladı. | Open Subtitles | وعندما سألته عنه لقد بالغ في الشرح |
Ona bunu sorduğumda bildiğini inkâr etti. | Open Subtitles | وعندما سألته عنها أنكر معرفة أي شىء |
Bunu Sam'e sorduğumda bir şey bilmediğini söyledi. | Open Subtitles | وعندما سألته عن هذا أنكر معرفته بأي شىء |
Bay Taft'ın ona kaç para gönderdiğini sorduğumda bana 25 bin dolar dedi. | Open Subtitles | وعندما سألته كم أرسل من مال قال 25 ألف |
Böyle hareketli bir hayat yaşamak için seni etkileyen nedir diye sorduğumda Nietzsche'den alıntı yaptı: "Yaşamın bir anlamı varsa acının da bir anlamı olmalı." | TED | وعندما سألته عن السبب الذي دفعه إلى هذه الحياة النشيطة، قام باقتباس مقولة لنيتشه: "من يملك هدفاً لحياته، بإمكانه تجاوز كل الظروف." |
Ona; sonunda fantezisinin bitip de, Peyton Sawyer'ın da normal bir insan olduğunu artık kabul edip etmeyeceğini sorduğumda, "hayır" dedi. | Open Subtitles | وعندما سألته ما إذا كانت التخيّلات قد إنتهت، وأنه يستطيع أخيرا تقبّل أن (بايتون سوير) هي إنسانة قبل كل شيء، |
Aiden kim diye sorduğumda, oğlun olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ،)وعندما سألته من يكون (إيدن قال بأنه ولدك |