"وعيه" - Traduction Arabe en Turc

    • bilincini
        
    • bilinci
        
    • kendine
        
    • bayıldı
        
    • bayılmış
        
    • bilincine
        
    • kendinden
        
    • aklı
        
    • bilincinin
        
    • sızdı
        
    • nakavt
        
    • bilinç
        
    • şuurunu
        
    • kendinde
        
    • bayıltıp
        
    Bir şey bilincini yitirmesine ve merdivenlerden düşmesine sebep oldu. Tümör olabilir. Open Subtitles ‫شيء ما جعله يفقد وعيه ‫ويقع على الدرج، قد يكون مصاباً بورم
    Ölmek üzere olan bir adamın bilincini birkaç saniyeliğine bile olsa açmamı istedi. Open Subtitles لقد طلب مني أن أُعيد رجل يحتضر إلى وعيه حتى ولو لفترة قصيرة
    kimse onunla ilgilenemedi. Bir dakika sonra bilinci yerine gelen Kyle Steiner, ölümden dönmüşcesine, yattığı yerden doğruldu. TED لم يقدر أحد على أن يتعامل معه، بعدها بدقيقة، نهض كايل ستاينر من الموت، إن جاز التعبير، لأنه عاد مرة أخرى إلى وعيه.
    Daha deneyimli hale geldikçe fiziksel kontrol bilinci eriyip gider. TED وكلما زادة خبرة الشخص يذوب وعيه بالواقع
    Adam kendine geldiğinde masum insanlarla dolu bir hastaneyi yakarak kaçmaya çalışacak. Open Subtitles حينما يستعيد هذا الرجل وعيه.. فسوف يحاول الفرار بحرق مستشفى مزدحمة بالأبرياء
    Gene bayıldı. Sert bir tokat atın, bakalım ayılacak mı? Open Subtitles لقد فقد الوعى ثانيةً اصفعه بشدة لنرى هل سيستعيد وعيه
    Yardımcı pilot ne olduğuna bakmak için geri gitmiş ve orada bayılmış. Open Subtitles حسناً، عاد مساعد الطيار إلى الخلف ليكتشف ما الذي يجري فأُفقد وعيه
    Eğer su deposundaki numune bilincini geri kazanırsa ona nasıl hitap etmeliyim? Open Subtitles إذا كانت العينة الموجودة بالخزان يستعيد وعيه بماذا ينبغى عليّ أن أصفه
    Eğer bilincini merkez bilgisayardan indirebilirsek Asgard onu yeni bir klona aktarabilir. Open Subtitles إذا حملنا وعيه من الحاسوب يستطيع الأسغارد نقلة لجسد مستنسخ جديد
    bilincini kaybetmeden önce bir şarjlık vakit var. Open Subtitles لا يوجد وقت إلا لشحنة واحدة قبل أن يفقد وعيه.
    bilincini geri kazanmasına yetecek kadar olmadığına oldukça eminim... Open Subtitles أنا متأكد من أنه نوعا ما لا يملك الطاقة اللازمة ليستعيد وعيه
    Hastanede, tehlikeyi atlatmışken ve bilinci yerine geldiğinde babasının öldüğü kendisine söylendiği zaman.. Open Subtitles فى المستشفى ، حين استعاد وعيه و زال الخطر و حين أخبروه بموت ابيه
    Son ayinlerini yapmasını istedim, hala bilinci yerindeyken. Open Subtitles أريده أن يسمع الطقوس الأخيرة وهو لا يزال في وعيه
    Babamin bilinci gidip geliyordu... ve uyandiginda yasama istegini kaybetmis gibi görünüyordu. Open Subtitles بوب كان يفقد وعيه احيانا واحيانا يستفيق وعندما كان يستفيق كان فاقد لرغبة الحياه
    Kilisesinin dışında vurulduktan sonra kendine gelemedi. Open Subtitles إنه لم يستعيد وعيه بعد أن أطُلق عليه النار خارج كنيسته
    kendine geldiği zaman tedbir almak için oraya ajan koymanızı söylerdim ama... Open Subtitles أقترح بأن تضع عميلا هناك لعندما يستعيد وعيه.
    Hayır, sadece bayıldı. Onu yatağına götürmeliyiz. Open Subtitles لا, لقد فقد وعيه فقط يجب أن نأخذه إلى السرير.
    Vücudunda kırık ve kafasında bir darbe yok. Sadece bayılmış. Open Subtitles هناك كسور فى العظم واصابه فى الراس لكنه فقد وعيه
    - Kafatasının içinde yüksek tansiyon görünmüyor ama bilincine ne zaman kavuşacağını, hatta kavuşup kavuşmayacağını söylemek için bile çok erken. Open Subtitles لا توجد دلالة على تضخمات خطيرة بالجمجمة لكن مازال من المبكر جداً أن نعرف متى سيستعيد وعيه أو اذا كان سيستعيده
    Ah, hayır, Nuh üzümleri yetiştirip, şarabı icat edip, sarhoş olmuş ve ahırında çıplak kendinden geçmişti. TED لكن لا، لقد كان نوح هو من زرع العنب و ابتكر النبيذ، و شرب حتى الثمالة و فقد وعيه في مخزنه.
    10 sene önce hiçbir yerde Dünya gezegeninin hiçbir yerinde Wikipedia modelini tahmin edebilecek aklı başında bir ekonomist bulamazdınız. TED قبل 10 سنوات لم تكن لتجد اقتصادي واحد بكامل وعيه في أي مكان على كوكب الأرض، كان بإمكانه التنبأ بموسوعة ويكيبيديا.
    - Polise verdiği ifadede bilincinin yerinde olduğundan emin. Open Subtitles في أفادته للشرطة، أكّد أنه لم يفقد وعيه أبداً.
    Biliyor musun, belki de tuvalette filan sızdı. Open Subtitles تعلمين، ربما فقد وعيه في الحمامات أتريدينني أن أتفقده?
    Üç şekilde kazanırsınız. Bir, adamı nakavt edersiniz. Open Subtitles وهناك 3 طرق للفوز أولاً أن تفقد الخصم وعيه...
    Birliktelerken Norman'ın uyurgezer gibi iki kez bilinç kaybı yaşadığını söyledi. Open Subtitles قالت ان نورمان عتم عليه مرتين عتم : فقد وعيه عندما كان معها اصبح وكانه سرنمة السرنمه :
    Evet, ona beyin tümörü teşhisi konuldu, ve zaman zaman şuurunu kaybediyor. Open Subtitles و قد تم تشخيصه بسرطان المخ لذا هو يفقد وعيه طوال الوقت
    Evet, ve ben oraya vardığımda, o kendinde değildi. Open Subtitles أجل, و عندما وصلت هناك, وجدته فاقد وعيه مسبقاً
    Böylece, onlara Jimmy'yi bayıltıp, fotoğrafını nasıl sildiğini de anlatırsın. Open Subtitles ثمّ يمكن أن تخبرهم كيف أفقدت جيمي وعيه ومحيت صورتك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus