Hız tekneli genç, zengin, yakışıklı... Önceden tahmin edilebilir olmak çok berbat. | Open Subtitles | شاب في مقتبل العمر وغني ووسيم ولديه قارب سريع, إنه أمر مكرر |
Tatlım, inanmayacaksın ama sadece yakışıklı ve zengin olsa iyi, aynı zamanda benim için deli oluyor. | Open Subtitles | حسناً ، يا عزيزتي ، أنك لن تصدق هذا ، ولكن هو ليس فقط وسيم وغني ، أنه كلياً مغرم بي. |
Yani, kuvvetli ve zengin bir bekar, şehirde daha etkin olabilirdi. | Open Subtitles | اعني , اعزب وغني يخلق كثيرا من الضرر في المدينه |
Başıboş, sıra dışı, zeki ve zengin. Niye o olmasın? | Open Subtitles | هو عاطل عن العمل , غريب الأطور ,ذكي , وغني لماذا لايـكون |
-Dışarı çok, giderken şarkı söyle. Çocuklar, bize yardım edin. | Open Subtitles | - أخرج , وغني بينما أنت تذهب شباب , ساعدونا |
Yani yakışıklı, zeki varlıklı ve geleceği de parlak | Open Subtitles | وهو وسيم، ذكي وغني... لديه مستقبل واعد أمامه. |
Newark mu neresiyse orada zavalli bir zengin çocuk evinde oturuyorsun. | Open Subtitles | أنت , بالخارج أنك فقير وصغير وغني ورجل الشقة في نيوارك أو في أي مكان |
Ve zengin. Briganza bugünü ve geleceğimizi kurtaracak. | Open Subtitles | وغني أيضاً, سيرينا بريجانزا حاضرنا ومستقبلنا |
Ancak güçlü ve hayallerinizin ötesinde zengin olmak sizi mutlu etmeyecek. | Open Subtitles | ولكن أن تصبح قوي وغني أكثر من أكبر أخلامك لن يجعلك تشعر بتحسن |
David Layton, bekâr, seksi ve tahayyül edilemez derecede zengin. | Open Subtitles | ديفيد لايتون، واحد، مثير وغني أبعد أحلامك. |
Herkes genç, ünlü ve zengin olmak ister ben öyleyim ve insanlar kıskanç. | Open Subtitles | الكل يريد أن يكون شاب ومشهور وغني وأنا هكذا، والناس تشعر بالغيرة |
Şunu söylemek isterim ki Walden yukarıdaki odada birilerinin eline veren ilk yakışıklı ve zengin erkek değil. | Open Subtitles | أريد أن أشير إلى أن والدن ليس أول فتى وسيم وغني يحبس نفسه في تلك الغرفة |
Gösterişliydi de. Ben de güzel, zengin ve gösterişli olmak istedim ve onunla evlendim. | Open Subtitles | كانت مولعة بالفن نوعاً ما, وأنا أردت أكون جميلًا, وغني, ومولع بالفن, لذا تزوجتها. |
Eğitimli, yakışıklı, ve zengin bir adammış. Ama bu sadece bir profilden ibaret. | Open Subtitles | يتظاهر بأنه متعلم وأنيق وغني ولكن ذلك مجرد شكل جانبي |
Ama damarlı ve zengin kelimelerimize dokunamazlar. | Open Subtitles | لكنهم لم يستطيعوا لمس كلماتنا، التي هي قوية كما الرخام وغني كريم عذب. |
Şımarık zengin çocuğun tekiydi her şey eline verildiği halde, hepsini berbat etmeyi başarmıştı. | Open Subtitles | كان ولد مدلل وغني الذي لديه كل شيء أعُطي له ومع ذلك مازال يخفق |
Burada zengin ve fakir arasında fark yok. | Open Subtitles | أنظر لا يوجد اختلاف بين فقير وغني هاه ؟ |
Oh, Çok cesurca.Ve zengin. zengin olduğumu belirtmiş miydim ? | Open Subtitles | أوه، أنت شجاع جدا وغني هل ذكرت غنيا؟ |
Mesafeli, erişilmez ve zengin. - Bu tipi bilirsin. | Open Subtitles | بعيد، لا يمكن الوصول إليه، وغني |
Eğlen, şarkı söyle. Neydi o şarkı? | Open Subtitles | لذا استمتعي وغني أغنية ماذا كان اسم تلك الاغنية؟ |
Hey Hintli dur ve Telugu'da şarkı söyle! | Open Subtitles | مهلاً أوقفى الغناء الهندي وغني بالتيلغو |
Genç kadın, varlıklı ve yaşlı bir adamla tanışır. | Open Subtitles | امرأه شابه تلتقي برجل مسن وغني |