- Her yerde altın ve gümüş var! - Altın, bulduk! | Open Subtitles | ـ ذهب وفضة في كل مكان ـ إنه ذهب، لقد نجحنا |
Ayrıca başarılı olursan döndüğünde seni altın ve gümüş de bekliyor olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك أيضًا ذهب وفضة بانتظارك عند عودتك، في حال نجاحك. |
Ayrıca başarılı olursan döndüğünde seni altın ve gümüş de bekliyor olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك أيضًا ذهب وفضة بانتظارك عند عودتك، في حال نجاحك. |
70 bin doların üzerinde nakit, gümüş ve liberty hisse senedi çalındı. | Open Subtitles | أكثر من سبعون ألف دولار نقداً وفضة وسندات |
- araziler, bir sürü orman, terk edilmiş gümüş ve altın madenleri... | Open Subtitles | مناجم ذهب وفضة مهجورة بهذا المكان |
Büyük kasabalar, şehirler ve hazineler. Altın ve gümüş kuleler, yeni bir Tanrı. | Open Subtitles | عن بلدان ومدن وكنوز عظيمة وجحافل من ذهب وفضة وإله جديد |
Edmund Wooler düşmana yiyecek ve gümüş vermiştir. | Open Subtitles | ايدموند والر" اعطى طعاماً" وفضة للجيش لايوجد شيئ يمكنك قوله |
Orada altın ve gümüş var, hepsini al! | Open Subtitles | هناك ذهب وفضة خذه كله |
Mücevher ve gümüş de var. | Open Subtitles | هنالك مجوهرات وفضة أيضاً |
Turkuaz ve gümüş mü? | Open Subtitles | تركواز وفضة ؟ |
500 milyon dolar değerinde altın, gümüş ve mücevherden oluşan bu hazine, Kraliçe'nin çeyiziydi. | Open Subtitles | ذهب وفضة ومجوهرات بقيمة 500 مليون دولار أصبحت تعرف بـ"مهر الملكة". |
500 milyon dolar değerinde altın, gümüş ve mücevherden oluşan bu hazine, Kraliçe'nin çeyiziydi. | Open Subtitles | ذهب وفضة ومجوهرات بقيمة 500 مليون دولار أصبحت تعرف بـ"مهر الملكة". |
Onların putları gümüş ve altından yapılmış insan elinden olan şeyler. | Open Subtitles | أوثانهم من ذهب وفضة ومن صنع الإنسان |