Benimle dalga geçtiklerinden emindim... ama oraya gittiğimde bana onu aramamı söylemişlerdi, ben de öyle yaptım. | Open Subtitles | كنتُ متأكدة أنهم كانوا يسخرون مني. لكنهم قالوا أن أبحث عنه في ذلك العالم، وفعلتُ ذلك. |
Daha önce yaptım. | Open Subtitles | كفاية لقد كنتُ هناك، وفعلتُ ذلك. |
yaptım bile çünkü her soruşturmada delil toplama yöntemleri bunu talep-- | Open Subtitles | سبق وفعلتُ ذلك. لأنّ في كلّ تحقيق، تتطلب الأساليب الصحيحة لجمع الأدلة... |
Organize suç takibi yapmamı istediniz, Bay Kennedy ben de özenle yaptım, efendim. | Open Subtitles | طلبت إليّ بتتبّع عناصر الجريمة المُنظّـمة، سيّد (كينيدي)... وفعلتُ ذلك بمراعاة العناية الواجبة. |
Benjamin Linus'u daha önce kurtardım ve bunu senin için yaptım, Kate. | Open Subtitles | أنقذتُ (بنجامين لاينوس) سلفاً وفعلتُ ذلك مِن أجلكِ يا (كيت) |
Organize suçun üstüne gitmemi istemiştiniz, Bay Kennedy ben de öyle yaptım, kararlılıkla. | Open Subtitles | طلبت إليّ بتتبّع عناصر الجريمة المُنظّـمة، سيّد (كينيدي)... وفعلتُ ذلك بمراعاة العناية الواجبة. |
Yine yaptım işte! | Open Subtitles | وفعلتُ ذلك ثانيةً! |
Ve ben de yaptım. | Open Subtitles | وفعلتُ ذلك |
Ve ben de yaptım. | Open Subtitles | وفعلتُ ذلك |
Ve yaptım. | Open Subtitles | وفعلتُ ذلك... |