Birlikte çalışırken çok yakındık. Uzun saatler sürüyordu. Başka şeyler de yaptık. | Open Subtitles | لقد عملنا بقرب سوياً لساعات طويلة وفعلنا بعض الأشياء الأخرى سوياً أيضاً |
O güne kadar yatığımız en büyük salaklığı yaptık ... | Open Subtitles | وفعلنا أشياء غبية لم يفعلها أحدنا من قبل |
Sen ve ben bazı kararlar verdik ve bazı şeyler yaptık. | Open Subtitles | أنتي و أنا إتخذنا بعض القرارات وفعلنا بعض الأشياء |
Saatlerce denize açılmıştık yakan güneş ışığında güneşlenmiştik başka şeyler de yapmıştık. | Open Subtitles | تعلمين، لقد أبحرنا لساعات ولقد نعمنا بأشعة الشمس الدافئة وفعلنا أشياءاً؟ |
Bulabilmek için elimizden geleni yapmıştık. | Open Subtitles | وفعلنا كل ما بوسعنا لإيجادها |
Konuştuk, listeler yaptık, mümkün olduğunca mantıklı davranmaya çalıştık ama hâlâ bir sonuca varamadık. | Open Subtitles | لقد تحدثنا، وفعلنا هذا وكنا منطقيان بأكبر درجة ممكنة لكننا لم نتوصل إلى قرار بعد |
Her şeyi, senin arabaya binip, bilinen bir Rus casusuna bir zarf vermen için yaptık. | Open Subtitles | وفعلنا كل ما لخداعك في التسلق في سيارة وتسليم مغلف إلى المنطوق روسية معروفة. |
Eski arabalar yapıyordu, biz de bunu yaptık. | Open Subtitles | وثم اعجب بصناعة السيارات القديمة وفعلنا ذلك |
Ve o zamanlarda doğrulttuk belimizi. Her şeyimizi feda ettik! Her şeyi sizin için yaptık! | Open Subtitles | ثم تحسنت حياتنا كثيرًا، لقد ضحينا بكل شيء وفعلنا ذلك من أجلكم |
Ve bunların hepsini başarırken Mısır'daki askeri darbeyi ve daha da yakın zamandan NSA'nın da bulunduğu büyük bir skandalı haber yaptık. | Open Subtitles | وفعلنا كل هذا أثناء قيامنا بتغطية انقلاب عسكري في مصر، ومؤخرًا، فضيحة كبيرة جدًا تخص وكالة الأمن القومي. |
Bütün fenerlerimiz tükenene kadar bütün gün ve gece boyunca bu işi yaptık. | Open Subtitles | وفعلنا ذلك طوال النهار، طوال الليل حتى انطفأت مصابحنا |
Hayatımıza geri dönüp yapmamız gereken neyse onu yaptık. | Open Subtitles | واصلنا حياتنا فحسب وفعلنا ما كان يتحتم علينا فعله |
Sebeb olacağımız acıyı biliyorduk ama, kızımızı korumak için bunu yaptık. | Open Subtitles | ، لقد علمنا قدر الألم الذي قد يتسبب فيه ذلك الأمر وفعلنا ذلك على أى حال لحماية طفلتنا |
Afrika'ya gidip aynı şeyi yaptık. | TED | ذهبنا إلى أفريقيا وفعلنا الشيء ذاته |
Öyle de yaptık. Ona harika bir giysi yaptık. | TED | وفعلنا. بنينا لها بدلة رائعة. |
Onlara fırsatlar sunabilmek için elimizden gelen her şeyi yaptık. | TED | وفعلنا ما بوسعنا لتوفير الفرص لهم. |
Ve biz bunu yaklaşık beş hafta içinde yaptık. | TED | وفعلنا ذلك في حوالى خمسة اسابيع. |
- Daha önce yapmıştık. | Open Subtitles | -لقد سبق وفعلنا هذا |
Daha öncede yapmıştık ama. | Open Subtitles | وفعلنا ذلك |