Yüzü tüm çiçekler arasından en mükemmeli gibiydi. Küçük tavşana yaklaştı ve onu kadife burnundan öptü. | Open Subtitles | "اقتربت من الأرنب الصغير وحضنته وقبلته على..." |
Bir kız yanaştı ve onu öptü. | Open Subtitles | فتاة اتت اليه وقبلته. |
sadece ofisine gidip onu öptüm. | Open Subtitles | فقط دخلت مكتبه وقبلته |
Ve de onu öptüm. | Open Subtitles | وقبلته |
Bunu kabullenmek zorundaydım. Kabullendim de. | Open Subtitles | تحتَّم قبولي ذلك، وقبلته. |
Bunu kabullenmek zorundaydim. Kabullendim de. | Open Subtitles | تحتَّم قبولي ذلك، وقبلته. |