"وقتاً مناسباً" - Traduction Arabe en Turc

    • iyi bir zaman
        
    • uygun bir zaman
        
    • doğru zaman
        
    • müsait
        
    • iyi bir vakit
        
    • Şimdi sırası
        
    • pek uygun
        
    Ve şu an, senin o aptalca espirilerin için iyi bir zaman değil. Open Subtitles والآن ليس وقتاً مناسباً لاحدى تعليقاتك الذكيّة
    Şimdi onları anlatmak için iyi bir zaman olduğunu mu düşünüyorsunuz? Open Subtitles أتعتقدين أن الآن وقتاً مناسباً كي نقول لهم ؟
    Ayrıca sorunumuzu konuşmak için de iyi bir zaman olabileceğini düşündüm. Open Subtitles ظننت أيضاً أن هذا سيكون وقتاً مناسباً للتحدث عن مشكلتنا
    Bana ziyaretini haber vermeliydin. Pek uygun bir zaman değil. Open Subtitles كان يجب أن تخبريني قبل حضورك هذا ليس وقتاً مناسباً
    Ama doğru zaman hiç gelmedi. Open Subtitles و لكن لمْ يكُ هنالكَ وقتاً مناسباً أبداً
    Şimdi müsait değilim. Başka bir öğrenci bekliyorum. Open Subtitles هذا ليس وقتاً مناسباً أنا انتظر طالباً آخر
    Mesih hakkında konuşmak için iyi bir vakit olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا اعلم إن كان الاَن وقتاً مناسباً للحديث عن أمور المسيح
    Sarhoş güzel bir kızın bana olan duygularını açıklama numarası ne kadar eğlendirici olsa da Şimdi sırası değil. Open Subtitles أن أسمع فتاة ثملة جميلة تتحدث عن مشاعرها تجاهي... لكن الآن ليسَ وقتاً مناسباً أسمعكَ بوضوح
    Ben de dolabını süslemek için iyi bir zaman olduğunu düşündüm. Open Subtitles لذا فكّرتُ أن هذا سيكون وقتاً مناسباً لتزيين خزانته
    Arabayı çaldırdığımı söylemek için şimdi iyi bir zaman mı? -Bu sadece olağanüstü! Open Subtitles هل سيكون الآن وقتاً مناسباً لأخبرك أنني فقدت السيارة ؟
    Şu anda bilinci açık. Onu görmek için iyi bir zaman. Open Subtitles إنّها مستيقظة الآن، سيكون وقتاً مناسباً لرؤيتها
    Önemli bir görüşmedeyim, şuan konuşmak için iyi bir zaman değil. Open Subtitles أنا في مقابلة الآن، لذا هذا ليس وقتاً مناسباً للتحدث
    - İnan ya da inanma, iyi bir zaman değil. Open Subtitles ،مرحباً، صدق أو لا تصدق .هذا ليس وقتاً مناسباً
    Çok düşüncelisiniz, ama şu an iyi bir zaman değil. Open Subtitles هذا تفكير جيد منك لكنه ليس وقتاً مناسباً
    Son sevişmemizde belki de. Bu iyi bir zaman olabilirdi. Open Subtitles ربما في آخر مرة مارسنا الحب سوياً، أعني، وقتها كان وقتاً مناسباً
    Sanırım seni neyin rahatsız ettiğini konuşmak için iyi bir zaman değil şu an. Open Subtitles لا أظن هذا وقتاً مناسباً للتحدث عن هذا ما الذي كان يقلقك ؟
    Şu anda konuşmak için pek uygun bir zaman değil, tamam mı? Open Subtitles ليس هذا وقتاً مناسباً للحديث، حسناً؟ ماذا؟
    Özür dilerim, fikrimi değiştirdim, fakat evi satmak için hiç uygun bir zaman değil. Open Subtitles و عهود التنفيذ آسف ثانيةً على التراجع لكنه ليس وقتاً مناسباً لبيع المنزل
    Sadece şu an uygun bir zaman değil. Pekâlâ. Open Subtitles أعرف ما قلت، إنه فقط ليس الآن ليس وقتاً مناسباً
    İsterdim, fakat doğru zaman değildi. Open Subtitles -أردت المطالبة لكنه لم يكن وقتاً مناسباً
    Eğer şimdi müsait değilsen sonrada gelebilirim. Open Subtitles و يمكنني العودة لاحقاً لو لم يكن الآن وقتاً مناسباً
    Şimdi ziyaret için çok iyi bir vakit değil aslında. Open Subtitles كل ما بالأمر, أن هذا ليس وقتاً مناسباً للزيارة
    Geri zekâlı. Şimdi sırası değil. Open Subtitles أيها الاحمق، هذا ليسَ وقتاً مناسباً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus